Koronavirüse karşı kızartma yapmayın, şeker tüketimini azaltın
Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs özellikle yaşlılar ve kronik hastalığı olanlar üzerinde daha ciddi sorunlara neden olabiliyor. Bu nedenle bu kişilerin hastalığa karşı doğru bilgilerle donanması gerekiyor. Kanser hastaları da koronavirüs açısından risk grubu arasında yer alıyor. Kanser hastalarının koronavirüs ile mücadelesinde en önemli savunma unsurları bağışıklık sistemleri. Ancak kanser hastalarının koronavirüse karşı bağışıklıklarını geliştirmesine dair bilgilerle dolu pek çok yazı internette dolaşıyor. Oysa kanser hastalarının beslenme düzeninin onlara özel şekilde oluşturulması gerekiyor. İşte onkoloji hastalarının hem tedavi sürecinde hem de koronavirüse karşı beslenmede dikkat etmesi gereken unsurlar...
Kızartma yapmayın
Bu süreçte ne yediğiniz kadar nasıl yediğiniz de çok önemli. Yemekleri pişirme yöntemi olarak kızartmadan kaçının. Çünkü kızartma işleminde yağ yüksek ısıya maruz kalarak yanıp yapısında bir takım değişiklikler oluşuyor. Et ve sebzelerin çok yüksek sıcaklıktaki ızgara üzerinde, aleve çok yakın tutularak pişirilmesi, kızartılması sırasında kanserojen maddeler oluşabildiğinden; fırında, buğulama, haşlama ve buharda pişirme gibi yöntemler en sağlıklı yöntemler olarak karşımıza çıkıyor.
3-4 günde bir kırmızı et yiyin
Bu dönemde proteinden zengin beslenmek; vücut direncinizin artması ve vücut demir depolarının azalmaması için çok önemli. Kırmızı et protein ve demirden zengin olmakla birlikte, buna karşın doymuş yağ oranı yüksek olduğu için fazla tüketimi kanser riskini artırıyor. Haftanın üç dört günü bir öğünde kırmızı et tüketmek yeterli.
Mevsime uygun sebzeleri seçin
Sebzeler içerdiği vitamin, mineral ve antioksidanlar sayesinde tedavide büyük katkı sağlıyor. Ancak sebzeleri mevsiminde tüketmeye özen gösterin. Örneğin; salatalarınızda domates yerine havuç, kırmızı lahana, turp ve kırmızı pancar tercih edin. Havucun içerisindeki şeker tedavi sürecini olumsuz etkilemiyor, aksine içinde bulunan beta karoten sayesinde bağışıklığı güçlendiriyor.
Şekere dikkat
Kanserli hücreler dahil vücuttaki tüm hücreler yakıt için kan dolaşımından şeker (glikoz) kullanıyor. Glikoz vücudumuz ve beynimiz için birincil yakıt. Yani her gün yeteri kadar karbonhidrat içeren besinlerden tüketmek gerekiyor. Ancak yakıt olarak kullanılan şekeri (glikozu) beyaz şekerden değil, meyveler, sebzeler, kepekli tahıllar, kurubaklagiller ve süt ürünlerinden sağlamaya dikkat edin. Böylece kan şekeri seviyenizde ani artış ve azalmanın önüne geçip sağlıklı beslenebileceğiniz gibi, aşırı kilo ve vücutta yağlanmayı da önleyebilirsiniz.
Meyve ile yoğurdu birlikte yiyin
Meyveler; vitamin ve antioksidan açısından zengin olduğundan bağışıklık sistemini güçlendirmek için çok önemli olmakla birlikte dikkatli tüketilmesi gereken besinler arasında yer alıyor. Çünkü meyveler früktoz şekeri içeriyor ve fazla tüketimi kan şekeri seviyelerini fazla yükseltip karaciğerde yağlanmaya da sebep olabiliyor. Günde ortalama üç porsiyon meyve tüketimi yeterli. Ayrıca meyve tüketirken yanına protein kaynağı olan yoğurt veya ayran ekleyin. Böylece früktozun kana karışımı yavaşlıyor ve ani şeker yüksekliği engellenmiş oluyor. Kanser tedavisi sırasında greyfurt, nar, karadut, böğürtlen, yaban üzümünü ise; kullanılan ilaçlarla etkileşime girebildiğinden tedaviniz bitene kadar tüketmeyin.
Bulantıya karşı zencefil tüketin
Bu dönemde kullandığınız ilaçlar veya aldığınız tedavi sırasında/sonrasında yan etki olarak bulantı sorunu yaşayabilirsiniz. Bu durum sizi telaşlandırmasın. Bazen hiç böyle bir etki yaşamayan kişiler de oluyor. Ama eğer bulantı sorunu yaşarsanız, suyunuza zencefil atıp içmek, ağzınızda kök zencefil parçası bekletmek fayda sağlayabiliyor. Taze zencefil için bir fındık büyüklüğü kadar kullanmanız yeterli olacaktır.
Nohut ve mercimeği unutmayın
Kurubaklagiller hem lif hem de protein açısından zengin besinler olduğundan haftada 3 gün yemek olarak veya salatalarınızın içinde kurubaklagillere mutlaka yer verin. Yapılan bilimsel çalışmalar da; kurubaklagil tüketiminin kanser oluşumunu önleyebildiğini gösteriyor. Salata hazırlarken içerisine haşlanmış nohut, mercimek ekleyerek hem günlük lif alımınızı artırıp hem de daha besleyici proteinden zengin salata içerikleri hazırlayabilirsiniz.
Tam tahılları tercih edin
Beslenmenizde tam tahıllı ekmek, çavdar veya siyez unu ile hazırlanmış ekmekler ve karabuğday tüketimine yer verin. Gluten alerjisi gibi özel bir durumunuz yoksa tam tahıllı ekmek korkmanız gereken bir besin değil. Tam tahıllar lif ve B vitaminlerinden zengin içerikleri ile sağlıklı beslenmenize katkı verecektir. Beyaz unla hazırlanmış poğaça, börek, kek tüketiminizi olabildiğince azaltın.
Besin temizliği çok önemli
Onkoloji hastalarının Covid-19 riskine karşı sağlıklı beslenme ve kişisel hijyenin yanı sıra besin hijyenine de çok daha fazla dikkat etmeleri gerekiyor. Çiğ tüketilecek sebzelerin akan suyun altında yıkandıktan sonra bir süre suda bekletilmesi, ardından yeniden suyun altında yıkanması, açıkta satılan yiyeceklerden uzak durulması ve et, tavuk gibi besinlerin iyice pişirilmesi olmazsa olmazlar arasında yer alıyor.