Kanal tedavisi nasıl olur?
Diş sağlığında en sık kullanılan uygulamalardan biri de kanal tedavisi. Ancak sık kullanılmasına rağmen bu tedavi ile ilgili yanlış bilinen pek çok şey var. Bu yanlış bilgiler ise kişileri tedaviden uzaklaştırarak zaman kaybına ve sorunun daha da büyümesine neden olur. Bazen bu zaman kaybı diş kaybına da neden olabilir. Kanal tedavisiyle ilgili hatalı davranışlara götüren yanlış bilgiler ve doğruları...
1. Kanal tedavisi zor ve kompleks bir tedavidir.
DOĞRUSU: Dişler sert ve yumuşak dokulardan oluşur. Dış kısmında sert olan mine dokusu, iç kısmında ise kök boyunca uzanan damar ve sinir paketinden oluşan bir boşluk yer alır. Kök kanalı denilen bu boşluk içinde dişin gelişiminden, beslenmesinden ve savunmasından sorumlu dişe canlılık veren pulpa adı verilen bir bağ dokusu bulunur. Bu doku çeşitli nedenlerle iltihaplanabilir veya mikroorganizmaların yerleşmesi ile enfekte olabilir. Bu durumda, kökün içindeki pulpa dokusunun çıkartılarak kök kanal boşluğunun temizlenmesi, şekillendirilmesi ve doku dostu kanal dolgu maddeleri doldurulmasıyla kanal tedavisi işlemi tamamlanır. Dişin tamamının kaybedilmemesi için tedavinin mutlaka uzman kişilerce yapılması gerekir. Bu şartlarda, gerçekleştirilmesi oldukça kolay bir tedavi olarak gösterilir.
2. Oldukça ağrılı bir işlemdir.
DOĞRUSU: Kanal tedavisi sırasında yapılacak diş ve çevre dokular etkin bir şekilde uyuşturulduğu için korkulanın aksine tedavi sırasında kişi herhangi bir ağrı hissetmez.
3. Kanal tedavisi çok uzun sürer, saatlerce oturmak gerekir.
DOĞRUSU: Sanılanın aksine kanal tedavisi işlemi çok uzun sürmez. Hastanın koltuğa oturup anestezinin yapılması ve tedavinin bitirilmesi süreci en fazla bir saat sürer. Kök kanallarını genişletmek için kullanılan cihazlar ve sistemlerin gelişmesi sayesinde işlem oldukça kolay ve konforlu şekilde tamamlanabilir.
4. Tek seansta tamamlanamadığı için birkaç kez diş hekimine gitmek gerekir.
DOĞRUSU: Pupa denilen dişin özünün canlı olduğu durumlarda tedavi tek seansta bitirilebilir. Ancak dişin canlılığını yitirdiği kök ucunda enfeksiyon olduğu ve kanal tedavisi tekrarı yapıldığı durumlarda seans sayısı dişin durumuna göre değişebilir.
5. Kanal tedavisi yapılan diş öleceği için tedavi mümkün olduğunca ötelenmeli ya da kaçınılmalı.
DOĞRUSU: Kanal tedavisi yapılan diş, sadece sıcak soğuk gibi dış uyaranlara cevap veremez ancak fonksiyonunu sürdürmeye devam eder. Bununla birlikte kanal tedavisi gerektiği halde tedavi yapılmazsa diş çekimi ve kaybıyla sonuçlanır.
6. Tedavi yapılan dişin ömrü kısalır.
DOĞRUSU: İyi yapılan bir kanal tedavisi ve üst yapı sayesinde diş ömrü kısalmaz. Dişin canlılığını sağlayan pulpa dokusunun çıkartılmasına bağlı olarak tedavi edilen diş kırılmaya karşı daha hassas hale gelebilir. Bu noktada üst restorasyon için dişe dolgu veya kuron yapılması kararında dikkat etmek gerekir. Dişi koruma altına almada artık günümüzde dijital porselen dolgu sistemi kullanılır ve bu tip dolguların yapılması dişe destek açısından çok daha etkilidir. Yani tedavisi yapılan dişin ömrü kısalmaz. Ancak dişin kanal tedavisi sonrası ağızda fonksiyon göstermesi için üst restorasyon çok önem taşır.
7. Ağrı yapan her dişe kanal tedavisi yapılır.
DOĞRUSU: Ağrıyan veya çürüyen her dişe kanal tedavisi yapılmaz. Bunun için belli kriterler gereklidir. Yani ağızdaki bakterilerden kaynaklı oluşabilecek hafif ağrı ile sinyal veren ya da hiç ağrı yapmayan bu çürükler ilk etapta sadece dolguyla tedavi edilebilir. Ancak tedavi edilmemesi durumunda bakteriler dişin özü denilen kısma ilerleyerek iltihaplanmaya neden olur. Bu durumda kanal tedavisi gündeme gelir. İltihabın çok ilerlemesi halinde, şiddetli ağrı yaşanmasına karşın bu kişilerde kanal tedavisi mümkün olamıyorsa dişin çekilmesi gerekir.
8. Sadece diş çürükleri iltihaplanmaya neden olur.
DOĞRUSU: Hiç çürük olmadan da bazı nedenler diş iltihaplanmasıyla sonuçlanabilir. Bunların başında gelen sebeplerden biri de travmadır. Şiddetle gelen bir darbe, dişin dolaşımını kesebilir ve böylelikle diş beslenemediğinden zamanla canlılığını kaybeder. Diş sıkma/gıcırdatma, yüksek yapılan dolgular ve restorasyonlar da kronik travma nedenleri arasındadır ve iltihaplanmaya neden olabilir. Bununla birlikte uzun süre tedavi edilmeyen periodontal (diş eti ve çevresi) hastalıkları da dişin iltihaplanmasında etken faktörler arasında yer alır. Bu durumlarda da tedavi olarak kanal tedavisi gündeme gelir.
9. Tedaviden sonra çok ağrı yaşanır.
DOĞRUSU: Kanal tedavisi yapılan dişin pulpası denilen özü alındığı için soğuk–sıcak gibi dış uyaranlara karşı duyarlılık olmaz. Diş canlı bir diş ise kökün uç kısmında sinir damar paketi koparılması sırasında bir yara oluşur ki bu hekimin yarattığı bir yaradır. Bu yara iyileşene kadar çiğneme sırasında baskı ile hafif ağrı olması normaldir. Asla aşırı ve şiddetli ağrı olmaz. Böyle bir durum söz konuysa normal gitmeyen bir şeylerin olduğu düşünülerek hekime başvurmalıdır.
10. Kanal tedavisi öncesi ve sonrasında mutlaka antibiyotik kullanmak gerekir.
DOĞRUSU: Kanal tedavisi yapılacak dişin özünün canlı olduğu durumlarda, kişinin genel bir sağlık problemi, sistemik bir hastalığı yoksa tedavi yapılmadan önce antibiyotik kullanmaya gerek duyulmaz. Ancak kişinin kalp kapakçık probleminin varlığı ya da organ nakli gibi nedenlere bağlı olarak bağışıklık sistemi yetersizliği ilaçları kullanıyorsa tedaviden önce koruma amaçlı antibiyotik kullanılır. Bu karar hekim tarafından verilir.
11. Kanal tedavisi uygulanan diş, ileriki zamanlarda tekrar iltihaplanır ve ağrı yapar.
DOGRUSU: İyi yapılmış bir kanal tedavisinin başarı oranı yüzde 90-95’tir. Yani iltihap ya da ağrı gelişmez. Ancak, kişinin ağız hijyenine dikkat etmemesini bağlı olarak dişte yeni bir çürük, diş sert dokusunda kırık oluşması gibi kök kanallarının içine yeniden bakteri sızıntısı yaşanması halinde tekrar enfeksiyon gelişebilir.
12. Tedavi başarısız olursa dişin çekilmesi gerekir.
DOĞRUSU: Kanal tedavisi tekrarlanabilen bir işlem. Tedavinin başarısız olduğu durumlarda, kanal dolgusu boşaltılır, kök kanalları tekrar şekillendirilip dezenfekte edildikten sonra tekrar doldurulabilir.