Kan Vermenin Faydaları Nelerdir? Kan Bağışı Neden Önemli?
Kan bağışı hayat kurtarma amacı güden bir işlemdir. Gönüllü bireyler tarafından verilen bu kanlar düzenli olarak kan veya kan ürünleri gerektiren tıbbi rahatsızlığı olan kişiler için kullanılır. Bağışlanan kırmızı kan hücrelerinin bir kısmından kanser ve kan hastalıkları olan kişilerin tedavisinde yararlanılır. Bunun yanı sıra kan pıhtıları, felç, kalp krizi ve kanser gibi pek çok tıbbi rahatsızlık için yeni tedaviler geliştirmek için de yine bu kanlardan istifade edilir. Verilen bir ünite kan üç kişinin hayatını kurtarabilir. Ancak kan vermenin faydaları alıcının istifade ettikleriyle sınırlı değildir. Gelin; "Kan vermek faydalı mı?", "Kan vermek sağlıklı mı?", "Kan bağışının önemi nedir?", "Kan verdikten sonra vücutta neler olur?", "Kan vermek neye iyi gelir?" gibi soruları beraber inceleyelim.
Kan bağışı süreci doktor muayenesiyle başlar ve toplamda 30 ila 35 dakika sürer. Çeşitli tıbbi ihtiyaçların karşılanması için farklı kan bağışı türlerine başvurulur. En yaygın kan bağışı türünde birey yaklaşık yarım litre kan bağışı yapar ve bu kan kırmızı hücreler, plazmalar ve trombositler olmak üzere bileşenlerine ayrılır.
Bir diğer kan bağışı türü olan aferez işlemi için kan bağışçısı kanın farklı kısımlarını toplayan bir makineye bağlanır. Bu bileşenler kırmızı hücreler, plazma ve trombositler olarak bilinir.
Özel olarak kırmızı kan hücrelerinin bağışlandığı çift kırmızı kan hücresi bağışı yaralanmalar, ciddi kan kaybının olduğu kazalar ve anemisi olan bireyler için kullanılmak üzere yapılır.
Plazma bağışı (plazmaferez) kanın sıvı kısmının toplanmasıdır. Pıhtılaşmaya yardımcı olan ve içerisindeki antikorlar sayesinde enfeksiyonlarla savaşmada vücuda destek olan plazma kanamayı durdurmak için hastalara verilebilir.
Trombosit bağışında (trombositferez) kan damarlarında kümeleşip pıhtılaşan trombositler alınır. Bu trombositler pıhtılaşma sorunu yaşayan bireylere, gerekli durumlarda kanser hastalarına, organ nakli olacaklara veya büyük bir ameliyat geçirecek hastalara verilir.
Kan Bağışına Hazırlık
Kan vermek faydaları bakımından çok değerlidir fakat kan bağışı yapmayı planlayan bireylerin hem kişinin sağlığını hem kanın yapısını etkilediğinden dolayı bağış öncesinde belli noktalara dikkat etmesi önerilir. Kan bağışına hazırlanırken bağış öncesinde gönüllüler için verilen bazı tavsiyeler şu şekilde sıralanabilir;
Plazma bağışından önceki gün ve bağış günü 6-8 bardak su tüketmek,
Plazma bağışından önce protein ve demir bakımından zengin beslenmek,
Aşırı soğuk içeceklerin tüketiminden kaçınmak,
Kafein ve alkol tüketmemek,
Kızartmalardan ve yağlı besinlerin tüketiminden uzak durmak,
Kan bağışı sonrası özellikle genç bağışçılarda demir eksikliği görülebildiğinden kan bağışı öncesi doktora danışarak demir takviyesi alınabilir.
Kan vermeye giderken kısa kollu veya kolu kolayca sıyrılabilen giysilerin giyilmesi de kişinin rahatı ve işlemin kolaylaştırılması için tavsiye edilir.
Adım Adım Kan Verme İşlemi
Adım adım kan verme işlemi şu şekilde ilerler;
Kan verme işlemine başlamadan önce kan bağışçısı bilgilendirilir ve verilen formu doldurması istenir.
Gönüllünün kimlik ve iletişim bilgileri alınarak sisteme kaydı gerçekleştirilir. Kan sayımı, tansiyon, nabız, ateş ve vücut ağırlığı ölçümü yapılır.
Doktor tarafından form ve fiziksel muayene sonuçları değerlendirilir. Kan bağışı hem gönüllü hem kana ihtiyaç duyan bireyler için herhangi bir sorun teşkil etmiyorsa işlem gerçekleştirilir.
Kan bağışı sonrası gönüllünün bir süre istirahat etmesi gerekir ve kaybedilen sıvının yerine konması için ikramlar verilir.
Gönüllü gün içinde dikkat etmesi gerekenler hakkında bilgilendirilir.
Kan Verdikten Sonra Yapılması Gerekenler
Kan bağışı yapmak gönüllünün günlük hayatını etkileyen bir durum değildir. Ancak aşağıdaki noktalara dikkat edilmesi yararlı olabilir:
Sıvı kaybını arttırabileceğinden gün içinde sauna ve hamam gibi aşırı sıcak ortamlardan bulunmamak,
Mide bulantısı ve baş dönmesi yapabileceğinden kan bağışı sonrasında en az 2 saat içinde sigara içmekten kaçınmak,
Kan bağışından sonraki ilk dört saat sıvı tüketimini arttırmak, ikinci öğünden önce alkol tüketiminden kaçınmak,
Kan bağışı yapılan kolla ağırlık kaldırmamak,
Sportif aktivitelere en azından o günlüğüne ara vermek,
Baygınlık hissi veya baş dönmesi hâlinde uzanmak veya başı dizlerin arasına alarak oturmak.
Kan bağışını yapan kişi tehlikeli makine operatörlüğü yapıyorsa, pilotsa, ticari araç şoförüyse veya yüksek yerlerde çalışıyorsa kan bağışı sonrası işlerine 24 saat ara vermesi tavsiye edilir.
Kimler Kan Bağışında Bulunabilir?
Kan bağışında bulunabilmek için belirlenen bazı şartları karşılayabilmek gerekir. Kan bağışı şartları şu şekilde sıralanabilir;
Sağlıklı olmak,
Uygun yaş grubuna dâhil olmak,
Belli bir kilonun üzerinde olmak,
Fiziksel muayeneyi geçmek ve sağlık geçmişinin kan vermeye engel teşkil etmemesi.
Kan vermek için şartlar ayrıntılı olarak şöyle incelenebilir:
Yaş, Kilo ve Sağlık Şartları
18 ila 65 yaşlarında ve 50 kilogramın üzerinde olan her sağlıklı birey kan bağışında bulunabilir. Kan alma ünitelerindeki görevlilerin yönlendirmelerine göre süreç değişiklik gösterebilir. İlk kez kan bağışında bulunacak olan bireyler 61 yaşından gün almamış olmalıdır. Düzenli kan bağışçıları ise üst yaş sınırı olan 65 yaşını doldurduktan sonra 70 yaşından gün alana dek kan bağış merkezinde bulunan doktorun onayını alırsa yılda bir kez kan bağışında bulunabilir.
Aferez için ise damar yapısı uygun olan, son 5 gün içerisinde aspirin ve türevi ilaçlar kullanmamış gönüllüler aferez bağışında bulunabilir. Ancak kan vermeye engel olabilecek herhangi bir rahatsızlık geçirmiş, kan sulandırıcı gibi ilaçlar kullanan, kan değerleri uygun olmayan ve hastalık taşıma riski olan gönüllüler aferez bağışı yapamaz.
Kan Bağışı İçin Gereken Kontroller
Kan bağışı öncesinde gönüllüler sağlık taramasından geçirilir. Kan basıncı, hemoglobini ve nabzı ölçülür. Bağışlanan kanlar tarama laboratuvarı tarafından Hepatit B, Hepatit C, AIDS (HIV) ve Frengi (Sifiliz) enfeksiyonları açısından incelenir. Eğer bu testler pozitif ise kan örnekleri kan doğrulama laboratuvarına gönderilir. Doğrulanma laboratuvarında kan testi sonuçları pozitif çıkarsa kan bağışçıları bilgilendirilir. Hepatit B ve C ve AIDS enfeksiyonuna sahip kişiler kan bağışında bulunamaz. Frengi durumunda iyileşmeden bir yıl sonra kan bağışında bulunulabilir.
Kan Bağışına Engel Olmayan Hastalıklar
Kan bağışına engel olmayan hastalıklar şu şekilde sıralanabilir;
Lokal duyarlılığın olmadığı ve flebotomi sahasında olmayan cilt alerjileri kan bağışına engel değildir. Antihistaminik ilaç enjeksiyonu yapılırsa kan bağışı öncesi 1 gün beklenir.
Aspirin kullanımı aferez dışındaki kan bağışlarına engel değildir.
Astım asemptomatik, oral kortikosteroid tedavisi alınmıyorsa ve emosyonel stresle ilgili astım krizleri yoksa kan bağışı yapılabilir. İnhaler kortikosteroid tedavisi kan bağışına engel olmaz.
Baş ağrısı ve dönmesi kan bağışına engel değildir. 1 gün sonrasında bağış yapılabilir.
Grip ve türevi hastalıklar geçtikten 2 hafta sonra kan bağışı yapılabilir.
Polikistik böbrek sendromu tek başına kan bağışına engel bir sağlık sorunu değildir.
Flebotomi alanında lezyon yoksa egzama hastaları kan verebilir.
Hipertiroidizm veya hipotiroidizmde eğer tiroid fonksiyonları normal seviyelerdeyse kan verilebilir.
Hipotansiyon hastalarında kan basıncı normal seviyelerde ise kan verilebilir.
Sedef hastalığı enfeksiyon hâlinde değilse, flebotomi alanında lezyon görülmüyorsa ve Etretinat (tegison) tedavi alınmıyorsa kan verilebilir.
Kan Bağışının Sağlık Açısından Faydaları
Hem gönüllü için hem de kan bağışına ihtiyaç duyan kişiler için kan vermenin faydaları çok sayıdadır. Düzenli kan vermenin faydaları farklı şekillerde görülebilir. Kan bağışı 1 saatten daha az bir sürede yapılan ve alıcı üzerinde kalıcı etkilere sahip olan bir işlemdir.
Erken Teşhis
Kan bağışı yapmak olası sağlık problemlerinin erken teşhisinin yapılabilmesi için önemlidir. Kan vermenin yararları arasında bulunan erken teşhis sayesinde vücut ısısı kontrolü, kolesterol taraması, kan basıncı ölçümü, nabız sayımı, hemoglobin incelemesi, demir sayımı gibi kontrollerle olası sağlık sorunları görülebilir. Yüksek tansiyon ve aritmi gönüllülerde sıklıkla görülen sağlık sorunları arasında yer alır.
Aşırı Demir Birikimini Önler
Kanda aşırı demir birikimi atardamarların sertleşmesine (ateroskleroz) neden olabilir. Atardamarların sertleşmesi vücudun geri kalanına kan akışını azaltabilir. Düzenli kan bağışı yapılmasıyla kandaki demir miktarı dengelenerek atardamarların sertleşmesi (ateroskleroz) riski azaltılabilir.
Kan Bağışı Kalp Sağlığını Destekler
Kan vermenin faydaları arasında kan akışının iyileşmesi ve atardamar tıkanıklarının azalması bulunur. 1990'lı yılların sonunda yapılan çalışmalarda kan bağışı yapan kişilerin kalp krizi geçirme riskinin %88 oranında azaldığı görülmüştür.
Kanser Riskini Azaltma Potansiyeli
Kanda çok fazla demir bulunması kansere sebebiyet veren serbest radikal içeriği dolayısıyla kanser riskini arttırır. Bu nedenle kan bağışı yaparak demir depolarının azaltılması kanser riskini düşürür.
Karaciğer Fonksiyonlarına Katkıda Bulunur
Vücuttaki fazla demir kalp, karaciğer ve pankreasta depolanır. Bu durum kişinin karaciğer hasarı, siroz, karaciğer yetmezliği, pankreas ve kalp hasarı gibi çeşitli sağlık problemlerine yakalanma riskini artırır. Kan bağışı yapmak ise demir fazlalığının neden olduğu bu sağlık problemlerinin ihtimalini azaltır.
Kan Bağışı Ruhsal Sağlığı İyileştirir
Kan bağışı yapmak ruh sağlığı üzerinde de olumlu etkilere sahiptir. İnsanlara yardımcı olmak beyinde dopamin salınımına yol açar. Bu da stresin azalmasına ve olumsuz duyguların hafiflemesine yardımcı olur.
Yüksek Tansiyonu Düzenler ve Kan Basıncını Dengeler
Kan bağışı öncesi yapılan testler bağışçının hipertansiyon gibi sağlık sorunlarının tespit edilmesine yardımcı olur. Yüksek tansiyona sahip bireyler üzerinde yapılan araştırmalar düzenli kan bağışında bulunmanın tansiyonu zaman içerisinde düşürdüğünü ve normale döndürdüğünü göstermiştir. Kan verme sıklığının artmasıyla izlenen yararlarda da paralel bir artış görünür.
Kan Bağışının Olası Yan Etkileri Nelerdir?
Sağlıklı yetişkinler için kan vermenin zararları bulunmaz. Ancak bazı olası yan etkiler görülebilir. Kan verdikten sonra oluşan yan etkileri şöyle sıralayabiliriz:
Sersemlik,
Mide bulantısı,
Baş dönmesi,
İğnenin girdiği bölgede kanama ve morarma.
Hangi Durumlarda Kan Bağışlanmamalıdır?
Bazı geçici sağlık sorunları veya durumlarından muzdarip ya da kronik rahatsızlığa sahip kişiler kan bağışında bulunamaz. Söz konusu rahatsızlıklar şöyle detaylandırılabilir:
Geçici Durumlar
Geçiçi olarak kan bağışına engel olan durumlar şu şekilde sıralanabilir;
Cerrahi operasyon geçirmiş olmak,
38 °C üzeri ateş, grip benzeri rahatsızlıklar,
Tropikal hastalıklar,
Fleksibl aletlerle yapılan endoskopik biyopsi,
Diş çekimi,
İnokülasyon lezyonu,
Mukozaya insan kaynaklı kan, doku veya hücresel transplant sıçraması,
Gebe olmak,
Epilepsi hastası olmak,
Akupuntur yaptırmak,
Delici takılar (piercing) yaptırmak,
Dövme yaptırmak,
Kan bileşenlerinin transfüzyonu,
Romatizmal ateş (Eğer kronik kalp hastalığı oluşursa hayat boyu kan veremez),
Osteomyelit,
Akut glomerulonefrit,
İlaç tedavisi almak.
Bu durumlarda iyileşmenin üzerinden geçecek belli sürelerin ardından kişi yeniden kan verebilir. Bu süreyi öğrenmek için bir doktora danışmakta fayda vardır.
Kronik Hastalıklar
Kan bağışına engel olan kronik durumlar şu şekilde sıralanabilir;
Varyant Creutzfeldt-Jakob hastalığı (Deli dana hastalığı).
Kan Bağışının Faydaları Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
Kan Bağışından Sonra Vücutta Ne Gibi Değişiklikler Olur?
Kan bağışından sonra demir ve su kaybı nedeniyle baş dönmesi, mide bulantısı ve yorgunluk hissi görülebilir. Kan bağışı yaptıktan sonra kemik iliği kırmızı kan hücrelerinin eksilmesi nedeniyle oksijen seviyesinin azaldığına dair sinyal alır. Ardından kırmızı kan hücrelerine, beyaz kan hücrelerine ve trombositlere dönüşen kök hücre üretimi artar. Uzun vadede kan vermenin faydaları gözlenebilir.
Kan Vermenin Beyne Faydası Var mı?
Düzenli kan bağışında bulunmak kalp ve damar sağlığını korur. Böylece beyne oksijen taşıyan kanın daha iyi akmasına yardımcı olur. Demir seviyelerini dengeleyen ve demir fazlalığı kaynaklı nörolojik problemlere engel olan kan bağışı stresin azalmasına ve rahatlamaya yardımcı olarak beyin fonksiyonlarını olumlu yönde etkiler. Düzenli kan vermek yeni kırmızı kan hücrelerinin üretimini destekleyerek beyne daha fazla oksijenin iletilmesini destekler. Dolayısıyla kan bağışı faydaları arasında beyin sağlığı üzerindeki etkilerinden de söz etmek mümkündür.
Kan Vermenin Cilde Faydası Var mı?
Kan vermenin faydaları arasında cildin daha parlak görünmesine yardımcı olmak sayılabilir.
Kaç Ayda Bir Kan Verilir?
Erkekler 90 günde bir, kadınlar ise 120 günde bir tam kan bağışı yapabilir.
Kan Bağışı Kilo Kaybına Yardımcı Olur mu?
Kan bağışı yapmak bireyin yaklaşık 650 kalori yakmasına yardımcı olur, kan vermenin faydaları arasında obezite riskini azaltmak da bulunur.
Kan Bağışı Yorgunluk Hissi Yaratır mı?
Kan bağışı sonrasında bireyin kendisini yorgun hissetmesi normaldir. Ancak bu durum bazı bireylerde daha fazla olabilir. Kan bağışından sonra yorgunluk hissi gidene kadar dinlenmek, bol su içmek vitamin ve mineral seviyesini düzelterek yorgunluğun azalmasına yardımcı olabilir.
Dövmeli Bireyler Neden Kan Bağışlayamaz?
Dövmeli bireylerin kan bağışı yapıp yapamayacağı dövmenin ne zaman yapıldığına bağlı olarak değişir. Kan bağışı yapabilmek için dövme yaptırdıktan sonra 12 ay beklemek gerekir.
Yayınlanma Tarihi:13 Kasım 2024 Çarşamba
Güncellenme Tarihi:13 Kasım 2024 Çarşamba
*Bu içeriğin
geliştirilmesinde Tıbbi Direktörlük katkı sağlamıştır.
*Web sitemizdeki bilgiler
kişi ve tedaviye yönlendirme amacı taşımaz. Tanı ve tedaviye yönelik tüm
işlemlerinizi doktorunuza danışmadan uygulamayınız. İçeriklerde Acıbadem Sağlık Grubu'nun
tedavi edici sağlık hizmetlerine yönelik bilgiler yer almamaktadır.
Her türlü soru, görüş ve önerileriniz için aşağıdaki formdan bizimle iletişime geçebilirsiniz. Talebiniz doğrultusunda Çağrı Merkezi yetkililerimiz size en kısa sürede dönüş yapacaklardır.