Kalp krizi ile ilgili bilmeniz gerekenler
Kalp sağlığı hakkında bilinen birçok yanlış bilgi; kişilerin ya rahat hareket etmesine ya da gereksiz yere endişeye kapılmalarına neden olabilir. Kalp sağlığı hakkında toplumda yerleşmiş olan ‘yanlış’ bilgiler kulaktan kulağa dolanır. İşte bilinen yanlışlar ve doğruları…
1. 'Kalp krizi anında dilaltı alınmalı'
Kalp krizlerinin bir bölümünde, tansiyon düşüklüğü sık gözlenir. Bu hastalarda sıklıkla çarpıntı ve bulantı da duruma eşlik eder. Böyle bir durumda alınacak dilaltı ilacı, tansiyonu daha da düşürür, sorunu kötüleştirir ve bayılmayla sonuçlanabilir. Dolayısıyla kalp krizi geçiren bir hastanın yapması gereken şey; evde mevcutsa yarım tablet aspirin almak ve en kısa zamanda bir sağlık kuruluşuna başvurmak olmalı. Dilaltı ilaçları sadece hekim önerisinde kullanılmalı.
2. 'Kalp krizi geçiren hastalar spor yapmamalı'
Kalp krizi sonrasında doktorun önereceği egzersizlere başlamak ve kısa sürede günlük hayata dönüş, hastada gelişecek muhtemel depresyonu önler. Sanılanın aksine, kalp krizi sonrası hafif tempo yürüyüşler ve uzun vade de kardiyo-fitness programları kalp sağlığını olumlu yönde etkileyip, tekrar kalp krizi riskini düşürür. Ancak egzersize başlamadan önce mutlaka efor veya egzersiz testi yapılmalı ve hekimin önerilerine uyulmalı.
3. 'Limon suyu içiyorum, sarımsak yiyorum tansiyonum düşer'
Yaygın inanışın aksine limon suyu ve sarımsak tansiyona çare değiller ve birebir tansiyonu düşürdükleri bilimsel olarak gösterilemedi. Sadece limon veya greyfurt suyunun tansiyon düşüren bazı ilaçların etkinliğini artırdığı ortaya konmuş. Hipertansiyonun temel tedavisi egzersiz, tuz kısıtlaması, sigarayı bırakma ve ideal kiloya ulaşmadan oluşan yaşam şekli değişikliği, ihtiyaç halinde de ilaçtır.
4. 'Kalp hastaları et ve yumurtayı yasaklamalı'
Kalp hastalarına proteinden zengin et ve yumurtayı yasaklamak kişiyi un ve şekerin oluşturduğu karbonhidrat ürünlerine yönlendirir ve özellikle kandaki yağ seviyelerinde artışa sebep olabilir. Kalp krizi geçiren hastalar haftada 2-3 yumurta ve 1-2 porsiyon et tüketmeleri önerilen hayvansal yağların ve proteinin karşılanmasına imkan verir.
5. 'Kalp krizi geçirenler cinsel ilişkiye girmemeli'
Kalp krizi geçiren hastalara sıklıkla 2 haftalık cinsel perhiz yeterli olur. Sonraki dönemde ise cinsel ilişkinin kalp krizini tetikleme riski düşük. Ancak 2 konuya dikkat etmeli. Birincisi ve en önemlisi cinsel gücü arttıran ilaçlar bazı kalp ilaçlarıyla etkileşime girerek ölümle sonuçlanabilen tansiyon düşüklüğüne yol açabilir. Bu ilaçları kullanacak kişiler mutlaka hekimlerine danışmalı. İkincisi, özellikle kriz sonrasındaki ilk aylarda farklı partnerle ilişkiye giren kişilerde heyecan ve stres kaynaklı göğüs ağrıları, çarpıntı gibi sorunlar oluşabilir.
6. 'Günlük düzenli vitamin alımı kalp krizinden korur'
Özellikle antioksidan olarak etki gösteren C ve E vitaminleriyle ilgili yapılan birçok araştırmada, bu vitaminlerin kalp krizinden koruyucu etkisi gösterilememiş. Yine koenzim Q, B6 ve B12 vitaminleri ile folik asidin de kalp krizini korumadaki rolü net değil. Kalp damar hastalıklarında en olumlu etkiyi ise D vitamini verir. D vitamini eksikliğinin kalp damar hastalıklarında artışla birlikte olduğu gösterilmiş. Yeterli D vitamini için her gün 15 dakika güneşlenmek gerekir.
7. 'Kolesterol düşürücü ilaçlar kullanılmamalı'
Kolesterol vücudun yapı taşlarından biri olup, birçok yaşamsal faaliyetin yürütülmesinde gerekli bir yapı taşı. Ancak yüksek kolesterol düzeylerinin kalp krizini tetiklediği de bilimsel olarak kanıtlandı. Özellikle kalp krizi geçiren hastaların kolesterol seviyesine dikkat etmeleri gerekir.
8. 'Kalp kriziyle baş etmek için doğal ürünler kullanmak yeterli'
Kimi hastalar doktorun önerdiği ilaçları bırakıp, bitkisel ilaçlara başvurur. Bunun sonucunda da hastalık ilerler, bazılarında ise kanın fazlaca sulanmasına bağlı kanamalar, hatta ölümler oluşabilir. Çoğunun içeriğinde afrodizyak, uyarıcı ve kan sulandırıcı bileşenler bulunan bu ilaçlardan uzak kalmalı ve doğal ürünler tüketilmeli. Nar suyu kalbin birebir dostudur. Yine günlük taze ceviz, badem, fındık, keten tohumu, alıç suyu, üzüm çekirdeği, yeşil çay, sarımsak, esmer buğday ve arpa, kefir tüketimi kolesterolü ve kalp hastalığı riskini düşürür.
9. 'Çikolata kalbi korur'
Günlük düzenli tüketilen 5-7.5 gr siyah (bitter) çikolatanın kalp sağlığına faydalı olduğu gösterilmiş. Bunun dışında kalan bütün işlenmiş, katkılı çikolataların kalp sağlığına yararı olmadığı gibi vücuda ek kalori yükü getirdiği bilinir. Ayrıca tüketilecek olan bitter çikolata da ek katkılı olmamalı ve miktar olarak tadımlık tüketilmeli.
10. 'İlaç sonrası tansiyonum düştü ve ilacı kestim, bünyem yüksek tansiyona alışık'
Hipertansiyon ömür boyu tedavi gerektiren bir hastalık. Dolayısıyla kişi ilaç kaynaklı yan etki görmediği sürece ilacı kullanmalı. Çünkü ilacı bırakmak tansiyonun tekrar yükselmesinin sebebi. Hipertansiyon sinsi bir hastalık olup, kişinin şikayeti olmasa bile beyin, kalp ve böbrek damarlarını uzun vadede harap eder.
11. 'Sol kolum uyuşuk, kalp krizimi geçiriyorum'
Toplumda sol kol uyuşukluğu kalp damar hastalığının temel belirtilerinden biri olarak gösterilir. Oysa kol uyuşukluğunun kalp krizi ve damar tıkanıklığını gösterme yüzdesi oldukça düşük. Kolda uyuşma sıklıkla; boyun fıtıkları, sinir sıkışmaları ya da kas hastalıkları sonucu gelişir. Kalp krizinin temel belirtisi ise göğüste ağrı, baskı sıkıntı hissi, nefes darlığı ve ritim düzensizliğidir. Zaman zaman bu ağrı ve uyuşukluk sol kola yayılabilir ama sıklıkla sol kolda uyuşma ve göğüste sıkıntı hissiyle birlikte gözlenir.
12. 'Omega 3 tablet almak kalbimi korumak için yeterli'
Piyasada çok çeşitli gramajlarda ve çoğu katkılı omega 3 içerikli bitkisel ürünler var. Ancak bunların birçoğunda istenilen miktarda omega 3 düzeyi mevcut değil. Omega 3 yağ asitlerinin kalp sağlığı için faydalı olduğu net olarak gösterilmiş. Omega 3 özellikle yağlı balıklarda ve ceviz, badem gibi yemişlerde bol miktarda bulunur. Haftada 1-2 kez taze balık ve günlük işlenmemiş kuruyemiş tüketmek ilaç formunda piyasaya sürülen ürünlerden daha faydalı ve sağlıklı olacaktır.