Kalp krizi nedenleri
Dünyada görülen ölüm nedenleri arasında ilk sırada yer alan kalp krizi, Türkiye’de de yaşam kayıplarının yüzde 30’unu oluşturur. Hem kadın hem de erkekleri tehdit eden kalp krizi riski, yaşam tarzı değişikliğiyle yüzde 80’lere varan oranda düşürülebilir. Kalp krizi, tüm dünyadaki ölüm nedenlerinin başında yer alır. Yapılan çalışmalar, alınacak önlemlerle kalp krizine yakalanma oranının yüzde 50’lere kadar düşürülebileceğini gösteriyor. Hatta Türk Kardiyoloji Derneği, her şeyin dört dörtlük yapılması halinde bu oranın yüzde 80’e yükselebileceğini vurguluyor.
Kalp krizinde aile öyküsü önemli
60 yaş üstünde kalp krizi riski belirgin olarak artar. Erkeklerde 40 yaşından sonra, kadınlarda da menopozla birlikte risk yükselir. Kadınlar erkeklere göre risk açısından 10 yaş geriden gelir. Ailede erken yaşta kalp krizi geçiren hasta öyküsü olması da çok önemli. Örneğin 40 yaşın altında bir kişinin anne ya da babasında erken dönem kalp krizi öyküsü varsa bu kişinin ciddi olarak risk altında olduğu düşünülür. Bu grup hastalarda efor testi yapıldığında sonuç genellikle normal çıkar. Geçmişinde bu öyküsü olan hastalara direkt olarak sanal anjiyo yapılması tercih edilir. Bu sayede hastalığın başlayıp başlamadığı görülür ve buna göre tedavi verilir. Çünkü efor testi ancak damarlarda ciddi bir darlık varsa pozitif sonuç verir. O yüzden risk grubundaki kişilerde sadece efor testiyle sınırlı kalmak doğru değildir. Erken yaşta kalp krizi geçirenlerde genetiğin yanı sıra şehir yaşamının getirdiği sıkıntılar, yaşam koşulları, beslenme tarzı da etkili olur.
Kalp krizi risk faktörleri
Koroner kalp hastalığı (KAH-aterosklerotik kalp damar hastalığı) dünya genelinde erken ölüm nedenleri arasında başı çeker. Avrupa genelinde yapılan bir taramaya göre, 75 yaş öncesi ölümler kadınlarda yüzde 42, erkeklerde yüzde 38 oranında kardiyovasküler nedenlere bağlı olur. KAH için sabit risk faktörleri şu şekilde sıralanır:
- Genetik (ailevi) yatkınlık
- Erkek olmak
- İleri yaş
Değiştirilebilir yani düzeltilebilir risk faktörleri ise şunlardır:
- Tütün kullanımı
- Sağlıksız yeme alışkanlıkları
- Fiziksel hareketsizlik
- Psikososyal stres
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), kalp-damar hastalığı kaynaklı tüm ölümlerin 4’te 3’ünden fazlasının uygun yaşam tarzı değişiklikleri ile önlenebileceğini belirtiyor. İsveç’te 40-79 yaş arasındaki yaklaşık 21 bin sağlıklı erkeğin 12 yıl izlendiği bir araştırmanın sonuçlarına göre; sigara içilmemesi, sağlıklı beslenmek, bel çevresinin 95 cm’nin altında olması, düzenli egzersiz alışkanlığına sahip olmak (günlük 40 dakika yürüme veya benzeri aktivite) ile ölçülü alkol kullanımı (10-30 gr/gün) meydana gelebilecek 5 kalp krizinden 4’ünü engelliyor.
Kalp skoru kalp hastalığı riskini gösterir
Kalp skoru bireyin 10 yıllık kalp-damar hastalığı riskini belirtir. Skorlamada kullanılan parametreler ise şu şekilde sıralanır:
- Cinsiyet (erkek cinsiyet risk)
- Yaş (ilerleyen yaşla birlikte kalp-damar hastalığı riski de doğru orantılı olarak artar)
- Total kolesterol (200’ün altında olması hedeflenir)
- HDL (40’ın üzerinde olması hedeflenir)
- Sigara içmek
- Sistolik kan basıncı (büyük tansiyonun 120’nin üstünde olması giderek artan risk yaratır)