Kalp hastalıklarını önleyebilirsiniz
Sağlıksız beslenme, hazır gıda tüketimi, sigara, stres, hareketsizlik, fazla kilo hastalıkların en sevdiği alışkanlıklardır. Vücudunuzda pek çok hasara yol açan bu etmenler, özellikle kalbinizi direkt olarak etkiler. Bu tür bir yaşam tarzının benimsenmesiyle birlikte kalp hastalıklarında dünyada da olduğu gibi Türkiye’de de ciddi bir artış var. Dahası kalp hastalıkları bir numaralı ölüm nedeni olarak kaydediliyor. Üstelik kalp hastalıklarının görülme riski, artık çocukluk dönemine kadar indi.
Yüzde 80 önlenebilir
Kalp hastalığı ve inmeyi içeren kardiyovasküler hastalıklar nedeniyle her yıl dünya genelinde yaklaşık 18 milyon kişi hayatını kaybederken bu sayının 2030 yılında 23 milyon olması bekleniyor. Oysa Dünya Kalp Federasyonu, kalp hastalıklarından korunmanın sanıldığı kadar zor olmadığını belirtir. Örneğin sadece sigara, sağlıksız beslenme ve fiziksel aktivite azlığı gibi başlıca risk faktörlerinin kontrol altına alınmasıyla bile kalp hastalığı ve inmeye bağlı ölümleri en az yüzde 80 önlemek mümkün. Çoğunlukla yüksek kan basıncı, yüksek kolesterol, fazla kilo, obezite, tütün kullanımı ve diyabet gibi risk faktörlerinin tetiklediği kalp hastalıkları ve inme önlenebilir. Özellikle sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazanarak, düzenli egzersiz yaparak ve tütün kullanmayarak bu hastalıklardan büyük ölçüde korunmak mümkün. Kalp hastalıklarından korunmak için alınabilecek önlemler…
1. Kalbinizi seviyorsanız beslenmenize dikkat edin
Kalp hastalıklarından korunmada sağlıklı beslenme de şüphesiz son derece önem taşır. Günümüzde giderek daha fazla kişi şeker, tuz, doymuş yağ ya da trans yağ içeriği yüksek olan işlenmiş gıdalar tüketir. Sağlıksız beslenme alışkanlıkları kalp hastalıklarına doğrudan davetiye çıkarırken, sebze ve meyveler ise yeterli tüketildiklerinde tam anlamıyla kalp dostu olarak öne çıkar. Porsiyonların ölçülü tüketilmesi, aşırıya kaçılmaması, Küçük tabaklar kullanılması önemli.
2. Suyu kalbiniz de çok sever
Soğuyan havalarla birlikte su tüketimi de azaldığından vücudun sıvı alımının ihmal edilmemesi çok önemli. Günde en az iki litre sıvı tüketimi şart. Sıvı alımının mümkünse su olarak yapılması gerekir. Günlük yeterli miktarda sıvı tüketimi tansiyonu dengeler, çarpıntı şikayetlerini azaltır, damar sağlığı üzerine olumlu etki yapar. Ancak özellikle çayı şekersiz içmeye, ayranı da tuzsuz hazırlamaya özen gösterin.
3. Sigarayı 'kapı dışarı' edin
Günümüzde sigara kullanan çocukların ve gençlerin sayısı ne yazık ki giderek artarken, her yıl 600 binden fazla kişi tütün kullanmadıkları halde pasif içicilik nedeniyle hayatını kaybediyor. Sigarayı bırakma ve sigara dumanına pasif içici olarak maruz kalmaktan korunma, kalp hastalığı ve inme riskini azaltır. Evinizde sigara içilmesini yasaklarsanız ailenizin geleceği açısından önemli bir adım atmış olursunuz. Çocuklarınıza sigara kullanmanın tehlikelerini anlatın, sigaraya başlamamaları için onlara yardımcı olun. Sigarayı bırakmakta zorlanırsanız, tavsiyeler almak üzere hekime başvurun. Sigarayı bırakmanıza yardımcı olabilecek destek hizmetlerinden faydalanın.
4. Tansiyonunuzu dengelemek sizin elinizde
Hipertansiyonu olan her 10 erişkinden 6’sının tansiyonunun yüksek olduğundan haberi bile olmadığını biliyor muydunuz? Oysa her 4 ölümden 1’i hipertansiyonun kontrol edilmesi ile önlenebilir. Düzenli olarak tansiyonunuzu kontrol ettirmeniz halinde tansiyonun vücuda ve kalp, beyin, göz, büyük atardamarlar, böbrek gibi organlarınıza verdiği zararı engellemiş oluyorsunuz. Ailenizde yüksek tansiyon vars , kiloluysanız, diyabet hastalığınız varsa ya da ailenizde diyabet varsa, 40 yaşın üzerindeyseniz, sigara kullanıyorsanız, gebeyseniz mutlaka düzenli aralıklar ile tansiyonunuzu ölçtürün. Fazla kilolu olmak hipertansiyona yol açabildiğinden kilo verin. Günlük tuz alımınızı 5 gram ile sınırlayın. Besin etiketlerine bakarak gıdaların tuz içermeyenlerini seçin. Yemeklerinize pişirme esnasında tuz eklemeyin. Hazır soslar fazla tuz içerdiğinden hazır sos yerine evde kendiniz yapın.
5. 30 dakikalık hareket kalbinizi mutlu eder
Her yıl dünyada yaşanan ölümlerin yüzde 6’sı hareketsizlikten kaynaklanır. Obezite, diyabet ve fiziksel aktivite yetersizliği gibi risk faktörlerinin çocukluk çağında görülmeleri, erişkinlikte kalp hastalığı gelişme riskini büyük ölçüde artırır. Haftada 5 kez 30 dakikalık orta zorlukta aktiviteler, kalp hastalığı ve inme riskini azaltır. Haftada 3-5 gün 30 dakikalık tempolu yürüyüşler yapın. Asansör yerine merdivenleri kullanın.
6. Kontrolsüz kalmayın
Dünyanın neresinde olursanız olun yukarıdaki önerileri uygulamanız halinde hem kendinizin hem de ailenizin kalp hastalığı ve inme riskini hafifletebilirsiniz. Ancak düzenli sağlık kontrollerinden geçmek de en az bu adımlar kadar önemlidir. Hekime başvurun; kan basıncı, kolesterol ve glukoz düzeylerinizi, kilonuzu ve vücut kitle indeksinizi öğrenin. Toplam kardiyovasküler hastalık riskinizi öğrendikten sonra, kalp sağlığınızı iyileştirme yönünde daha elle tutulur bir plan yapabilirsiniz! Kalbiniz için uygulayacağınız bu planı evde kolayca görebileceğiniz bir yere koyun! Kalp kontrollerinizi ihmal etmemeniz ve ilaçlarınızı düzenli kullanmaya özen göstermeniz de şart.