Hipofiz Hormonları
Hipofiz bezi, beynimizin tam ortasında bulunan, bazı hormonlar salgılayarak neredeyse tüm vücudumuzun hormonal yönetimini kontrol eden, yaklaşık 0.5 gr ağırlığında ve fındık büyüklüğünde endokrin bezlerinden biridir. Ön ve arka bölümler olmak üzere ikiye ayrılan hipofiz bezi ile ilgili bilmeniz gerekenler…
Hipofiz Bezinin Görevleri
Küçük boyutuna rağmen hayati birçok hormonu kan damarlarına salgılayarak, bazı endokrin bezleri uyararak onların sağlıklı çalışmasını kontrol eder. Vücudumuzda hipofiz bezi dışında bulunan diğer endokrin bezleri ise şunlardır:
- Tiroit bezi
- Paratiroit bezi
- Böbrek üstü bezleri
- Kadınlarda yumurtalıklar
- Erkeklerde testisler
Hipofiz bezi ön kısmından salgıladığı TSH hormonu sayesinde tiroit bezini uyararak, tiroit hormonların (T3, T4) salgılanması sayesinde metabolizmamızın sağlıklı şekilde ve hızda çalışmasını sağlar. ACTH hormonu ön hipofiz bezinden salgılanır ve böbrek üstü bezlerinden kortizol hormonunun salgılanmasını sağlayarak vücudumuzun stresle mücadele etmesini, kan basıncımızı ve kan şeker dengesini kontrol etmesini sağlar. Hipofiz bezinin ön kısmından salgılanan büyüme hormonu (GH), özellikle ergenlik dönemine kadar olan boy uzamasından sorumludur. Ön kısımdan salgılanan FSH ve LH hormonları kadınlarda yumurtalıkları uyarır ve bu şekilde kadınlık hormonlarının (estrojen) yumurtalıklardan salınmasını sağlar. Bu da kadınların hamile kalabilmesini, her ay düzenli adet olabilmesini mümkün kılar. Erkeklerde ise testislerin uyarılması ile erkeklik hormonunun (testosteron) salgılanması ile cinsel fonksiyonların yerine getirilmesi ve sperm üretilmesini sağlayarak çocuk sahibi olmayı mümkün kılar. Ayrıca süt hormonu olarak bilinen prolaktin hormonunu salgılayarak doğum yapmış kadınlarda bebeğin beslenmesi için gereken sütün salgılanmasını sağlar.
ADH hormonu hipofiz bezinin arka kısmından salgılanarak vücudun su dengesini düzenler. Eksikliğinde vücut su tutamaz ve günde 8-10 litreyi bulan aşırı miktarda idrar çıkışları görülebilir. Bu durum tedavi edilmezse hayati tehlike yaratabilir. ADH hormonunun eksikliği genellikle bazı hipofiz tümörleri nedeniyle görülebileceği gibi hipofiz cerrahisi veya ışın tedavisi (radyoterapi) sonrası da görülebilir.
Hipofiz bezi Hastalıkları
Hipofiz bezi hastalıkları başlıca 3 grupta incelenebilir. Bunlar şöyle sıralanabilir:
1. Hipofiz bezinin iyi huylu tümörleri (hipofiz adenomları): Bunlar çoğunlukla hormon salgılamazlar ancak bazen hipofiz bezinin salgıladığı herhangi bir hormon bu adenomlar nedeniyle fazla salgılanabilir. Adenomlar ayrıca büyüklüklerine göre etraf dokuya baskı yaparak şikayetlere neden olabilirler. Özellikle göz sinirine baskı yaparak görme alanı defekti denilen karanlık alanlar görülmesine ve bulanık görmeye sebep olabilirler. Kitle etkisiyle baş ağrısı görülebilir. Adenomun türüne göre bazılarında ilaç tedavisi önerilirken bazılarında cerrahi ile adenomun çıkarılması bazen de ışın tedavisi gerekebilir.
2. Hipofiz bezinden salgılanan hormonlarının çok salgılanması: Bu durum genellikle hipofiz adenomları nedeniyle olur. Büyüme hormonunun fazla salgılanması ‘akromegali hastalığı’ olarak bilinir. Bu durum ergenlik döneminden önce ortaya çıkarsa aşırı boy uzaması, bazı kemik ve yumuşak dokuların fazla büyümesi ile karşılaşılır. Ergenlik dönemi sonrasında ortaya çıkarsa boy normal kalır ancak kaş çizgisi belirginleşir, eller ve ayaklar büyür ve burun kökü basıktır. Ayrıca Akromegali hastaları diyabet, kalp hastalıkları ve hipertansiyon açısından risklidirler.
Böbrek üstü bezinden fazla miktarda kortizol hormonu salgılanmasına neden olan bir hipofiz tümörü söz konusu ise buna ‘Cushing Hastalığı’ denir. Aşırı kortizol hormonu özellikle göbek/bel çevresinde genişlemeye, ciltte pembe-kırmızı renkte çatlaklara, kilo artışına, hipertansiyona, diyabet hastalığına, kemik erimesine (osteoporoz) neden olabilir.
Süt hormonu olarak bilinen prolaktin hormonu fazla salgılanırsa kadınlarda adet düzensizliği, göğüslerden sıvı-süt gelmesi, kısırlık, erkeklerde cinsel isteksizlik, libido kaybına neden olabilir. Bu durum hipofiz bezindeki adenomlar nedeniyle olabileceği gibi, bazı ilaçların (antidepresan ilaçlar vb.) yan etkileri nedeniyle de ortaya çıkabilir.
3. Hipofiz bezinden salgılanan hormonların az salgılanması (hipofiz yetmezliği): Bu durum daha önce hipofiz cerrahisi geçirmiş veya baş bölgesine ışın tedavisi uygulanmış hastalarda, baş darbesi veya kaza sonrasında görülebileceği gibi, hipofiz adenomlarının sağlam hipofiz bezini sıkıştırması nedeniyle de görülebilir. Klinik şikayetler eksik hormona göre değişir. Kortizol hormonu eksikliğinde; ileri derecede halsizlik, yorgunluk, enerji düşüklüğü, hipotansiyon (kan basıncı düşmesi), hipoglisemi (kan şekeri düşmesi) görülebilir. Tiroit hormon eksikliğinde halsizlik, yorgunluk, cilt kuruluğu, saç-kaş dökülmesi, kilo artışı, ödem, adet düzensizliği ve kabızlık görülebilir. Büyüme hormonu eksikliği çocukluk çağında ergenlik öncesi meydana gelirse kısa boy ile kendini belli eder. Ergenlik dönemi sonrasında ortaya çıkar ise ciltte solukluk, halsizlik, enerji düşüklüğü olabileceği gibi semptomlar hafif seyredebilir ve gözden kaçması da olasıdır. Kadınlık hormonunun (östrojen) eksik salgılanması kısırlık, adet düzensizliği, adet görememeyle; erkeklerde erkeklik hormonunun (testosteron) eksik salgılanması ise cinsel güçsüzlük, iktidarsızlık ile sonuçlanır.
Hipofiz Hormonları
Hipofiz hormonları ile ilgili olabilecek semptomların varlığında hasta gerekli hormon testlerinin bir endokrin uzmanı tarafından değerlendirilmesi ile ayırıcı tanı yapılmalıdır.