Hasta yakını psikolojisi
Hastalık çoğu zaman, sadece tanımadığınız birilerinin başına gelen, duyunca üzüldüğünüz fakat sonrasında hayatınıza kaldığınız yerden devam ettiğiniz kötü bir haberken, en yakınlarınızın başına geldiğinde bir anda anlamı değişir. Sevdiğiniz birinin acılarını görmek, bu acılarla baş etmesine destek olmaya çalışmak, insanın hayatında yaşayabileceği en zor deneyimlerden biridir. Yani hasta yakını olmak da zorlu bir süreçtir. Hasta yakını olarak bilinçli davranmak, hem sizin hem de hastanızın bu zorlu süreci daha kolay atlatmasını sağlar.
Şok, inkar ve öfke aşamaları
Hasta yakınları da çaresizlik, öfke, depresyon gibi durumları zaman zaman hastadan daha yoğun yaşayabilir. Ölümcül olduğu düşünülen bir hastalığın tanısı konulduğunda hasta ve yakınlarının ilk yaşadığı ‘şok’ olur. Sonrasında inkar dönemi gelir, yani hastalığın tanısının yanlış konulduğu düşünülür ve hastayı başka doktor ya da hastanelere götürme dönemi başlar. Tanının kesinleştiği kabul edildiğinde ise öfke yaşanabilir. “Acaba iyileşecek mi, iyileşmeyecek mi?” düşüncesi ile depresyona sürüklenebilir. Kabullenme ise en son aşamadır ve tedaviyle birlikte başlar.
Hasta yakınları da depresyona girer
Kronik hastalıklar, hastaları olduğu kadar yakınlarını da duygusal açıdan açmazlara sürükleyebilir. Hasta yakınlarında görülen depresyon kendini suçlama, hastaya yardım edememekten ötürü çaresizlik, kaybetme endişesi, yalnız kalma korkusu, ekonomik ya da sosyal düzenin bozulacağı kaygısı gibi çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir. Olumsuz duygularla baş etmek için ise kişinin kendini rahatlatacak uğraşlar edinmesi, gerekirse bir uzmandan yardım alması önerilir.
Hastaya bakarken sorumluluğu paylaşın
Hasta birine uzun süre bakmak zorunda kalan kişiler, bu sorumluluğu tek başına üstlenmekten yorulabilir. Bu doğaldır. O nedenle sorumluluğu, kardeşle ya da başka bir yakınla paylaşmak, gerekirse psikolojik destek almak hasta yakınının bu süreci daha sağlıklı geçirmesini sağlar. Böyle bir olanağa sahip olamayanlar, hasta bakımı konusunda profesyonel yardım alabilir.
Çocuğu hasta olan anne babalara öneriler
Anne babalar çocuklarının başına bir şey gelince önce kendilerini suçlar. Çocukları acı çekerken yardım edememenin çaresizliği, ebeveynleri çok zorlar. Hastalık döneminde çocuğa sağlanan olanaklar, verilen tavizler iyileşmenin ardından çeşitli sorunlara neden olabilir. Dengeli ilişkiler kurabilen, duyguların serbestçe ifadesine izin veren, az çatışma yaşayan, işbirliğine açık, ilgili ancak kaygılı olmayan, aile içi rollerin belirgin olduğu aileler hastalıkla daha kolay başa çıkabilir.
Hastanızı yok saymayın!
Bilmek ve yaşamak... Hastalık söz konusu olduğunda ikisi çok farklı kavramlar haline gelir. Hastalığı bilmek başkadır, yaşamak çok başka. Hasta, zaten kendi içinde mücadele eder. Hasta yakını ise sadece neler yaşandığını varsayarak, tahminleri doğrultusunda davranır. Tüm bunların üstüne hasta ve hasta yakını arasında iletişimsizlik de varsa sorunlar başlar. Hasta yakınlarının en sık yaptıkları hatalardan biri, hastasının aklını okumaya çalışmaktır, oysa bunun yerine, ne istediğini sorması daha doğrudur. Örneğin; hastanın kiminle görüşüp kiminle görüşmek istemediği sorulmalıdır. Böylece o da sürece dahil olur, kendisiyle ilgili konularda kaybettiğini düşündüğü kontrol hissini kazanması sağlanır.