Engelli çocuğunuz varsa…
Ülkemizde fiziksel ve zihinsel yaklaşık 8,5 milyon engelli bulunurken, onların dört duvar arasına hapsolmaması, şehir sokaklarında rahatlıkla yol alabilmeleri için gerekli şartların oluşturulmasında hem topluma hem ailelere büyük görev düşüyor.
Bir çocuğun dünyaya engelli olarak gelmesinin ya da sonrasında engelli olması aileler için büyük bir stres kaynağı olabiliyor. Bir yandan çocuğun hali hazırda devam eden sürecinin zorlukları bir yandan da gelecekte ne olacak endişesi aileler üzerinde büyük bir duygusal yük oluşturuyor. Toplumsal olarak henüz engelli bireylere karşı önyargılar devam ettiği için aileler özellikle de anneler bazen akrabalar ya da en yakınları tarafından suçlanabiliyorlar. Bazen de yine özellikle anne, bunu kendine verilen bir ceza olarak algılayabiliyor. Eşler de birbirlerini suçlayabiliyor. Her halükarda zorlu bir yaşam deneyimi.
Aile üyelerinin ruh sağlığı olumsuz etkileniyor
Engelli bir çocuğa sahip olmak bir yas sürecini de beraberinde getirebiliyor. Bu yasın sağlıklı yaşanamaması aile üyelerinin de ruh sağlığını olumsuz yönde etkiliyor. Her insanın sorunlarla başa çıkabilme kapasitesi farklı olduğu için aile üyelerinin süreçten nasıl etkilenecekleri de değişkenlik gösteriyor.
Engelli çocuklar korku, öfke, içe kapanma yaşayabiliyor
Çocuktaki engel psikososyal uyum bozukluklarını beraberinde getirebiliyor. Çocuk; korku, çaresizlik, engellenmişlik, öfke, isyan ve içe kapanma yaşayabiliyor. Değişik savunma mekanizmaları devreye girebiliyor buna bağlı olarak da engeli kabullenmeme, tedavileri reddetme, doktorlara ve aileye isyan etme ve bazen de hastalığı kullanma gibi çok değişik davranışlar gösterebiliyorlar. Ailelerin öncelikle bu durumun kendilerini nasıl etkilediğinin farkında olmaları gerekiyor. Genellikle baştan büyük bir mücadele veren ailelerde zaman içerisinde bir tükenmişlik oluşabiliyor. Tükenmişliğin normal bir şey olduğunun, zaman zaman herkesin bunu yaşayabileceğinin unutulmaması gerekiyor.
En çok anne etkileniyor
Birçok ailenin ve özellikle de annenin engelli çocuktan sonra hiçbir sosyal yaşamı kalmayabiliyor. Aile üyelerinin beraber vakit geçirmeleri, kendi süreçleri ile yüzleşmeleri, kendilerine de vakit ayırabilmeleri son derece yararlıdır. Ayrıca ailelerin ve çocukların psikolojik destek almalarının onlara büyük destek sağlıyor ve süreçlerle daha kolay baş edebilmelerini sağlıyor. Yine çocuğun yapamadıkları yerine yapabildiklerine odaklanmak, çabasını övmek ama her istediğini yaparak şımartmamak da önemlidir.
Engelliler sadece fiziki sorunlarla karşılaşmıyor
Toplumun da engelli bireyler konusunda bilinç kazanması gerekiyor. Engellilerin ihtiyacı iş, okul ya da toplu taşıma araçlarını rahatça kullanabilmek gibi şeylerle sınırlı değil, öncelikle onların ötekileştirilmemeye, toplum tarafından kabul edilmeye ihtiyaçları olduğunu unutmamamız gerekiyor.