Yazı İçeriği

Diyabetik Ayak Evreleri Nelerdir?

Diyabetik Ayak Evreleri

Diyabetik Ayak Belirtileri

Diyabetik Ayak Tedavisi

Damar Tıkanıklığının Tedavisi

Diyabetik Ayak Evreleri Nelerdir?

Diyabet hastalığında en sık etkilenen organlar ayaklardır. Diyabet, kontrol altında tutulmazsa yıllar içinde ayaklarda pek çok soruna yol açar. “Diyabetik ayak” olarak da adlandırılan bu durum ileri dönemlerde kangrene ve ayağın kesilmesine kadar gidebilir. Kanda uzun süren yüksek şeker seviyeleri sinir hasarlarına ve ayak damarlarının tıkanmasına yol açarak dolaşım sorunlarına neden olabilir.


Diyabetik Ayak Evreleri

Diyabet hastalarında otonom nöropatiye bağlı terleme mekanizmasının bozulmasıyla oluşan ayaktaki kuruluk, ciltte çatlaklar, yarıklar ve nasır oluşmasına neden olur. Bu çatlak ve yarıklar mantar ve diğer enfeksiyon ajanları için giriş noktasıdır. Enfeksiyon, çatlakların büyümesi ve derinleşmesine yol açar. Duyusal sinirlerde yine diyabete bağlı gelişen harabiyet (diyabetik duyusal nöropati) sonucunda hasta ayağındaki enfeksiyon kapmış yarayı ve ağrıyı hissetmez. Yara büyüyüp enfeksiyon arttığında, dışarı olan akıntı ile beraber hasta yaranın farkına farkına vardığında, yara çoktan ayağı ve bacağı tehdit edici hale gelmiş olur. Diyabete bağlı gelişen damar harabiyeti sonucunda da ayağın yeteri kadar kanlanmaması nedeniyle yara iyileşmesi gecikir.

Diyabetik yaranın evreleri vardır. Diyabetik ayak evreleri Wagner Sınıflandırmasına göre şöyle sıralanır:

  • Evre 0: Sağlıklı cilt
  • Evre 1: Yüzeyel ülser
  • Evre 2: Derin ülser
  • Evre 3: Kemik tutulumu olan ülser
  • Evre 4: Ön ayak (parmaklar/ayak ucu) kangreni
  • Evre 5: Tüm ayak kangreni

Yapılan çalışmalara göre, diyabet hastalarının yaklaşık yüzde 10-15’i hayatlarının bir döneminde diyabetik ayak yarası ile karşı karşıya kalırlar. Yaklaşık 10 milyon diyabet hastasının olduğu tahmin edilen ülkemizde, 1-1,5 milyon hasta diyabetik ayak yarası ile karşı karşıya kalmaktadır.

Diyabetik ayak sorunu daha şu çok kişilerde görülür:

  • Ayaklarda sinir hasarı veya zayıf kan akışı olanlar
  • Uzun süredir diyabet hastası olan ve kan şekeri dengesi sağlanamayanlar (sık hiperglisemi atakları geçirenler)
  • Kilo sorunu olanlar (obezite)
  • 60 yaşın üzerinde olanlar
  • Yüksek tansiyon ve yüksek kolesterol sorunu olanlar

Diyabetik Ayak Belirtileri

Diyabetik ayak, hastaların ayaklarında ciddi yaraların açılmasına, enfeksiyon gelişmesine ve yaraların büyüyerek parmak, ayak ve bacak kayıpları gibi tabloların gelişmesine neden olabilir. Diz altı bölgedeki küçük çaplı damarların tutulumu sonucunda, ayağı besleyen tüm damarları tıkalı olan hastalarda, çok kısa mesafe yürümekle vaya istirahatte ağrı kesicilerle geçirilemeyen ciddi iskemik ağrıların geliştiği kritik bacak iskemisi denilen tabloya neden olabilir. Hastaların ayağındaki enfekte ve ciddi ağrıya neden olan yaralar nedeniyle hayat kaliteleri ciddi oranda düşmektedir. Küçük bir yara ihmal edildiğinde çok büyük ve problemli bir yara haline gelebilmektedir.

Diyabetik ayak enfeksiyonu rahatsızlığının ilerlemesi ile birlikte kan dolaşımına sıçraması ve hayatı tehdit edebilecek sepsis denen duruma neden olması sonucunda görülebilecek belirtiler:

  • Ayakta yara ve çevresinde ağrı ve kızarıklık
  • Ateş
  • Titreme
  • Halsizlik
  • Kontrol edilemeyen çok yüksek kan şekeri düzeyleri
  • Müdahale geciktiğinde ileri aşamada şok

Diyabet düzenli doktor kontrolü gerektiren bir hastalıktır. Ayaklarda yaralara sebep olan bu hastalıkta hangi değişikliklerde doktora gidilmelidir? İşte nedenler:

  • Ayaklarda cilt rengi değişiklikleri (morarma ve siyahlaşma)
  • Ayak veya ayak bileğinde şişkinlik
  • Ayaklardaki sıcaklık değişimleri (soğuma)
  • Ayaklar veya ayak bileklerinde yürümekle veya istirahatte ağrı
  • Ayaklardaki kalıcı yaralar
  • Batık ayak tırnakları
  • Ayak mantarları
  • Topuklarda kuru ve çatlamış cilt
  • Enfeksiyon belirtileri

Diyabetik Ayak Tedavisi

  • Diyabetik ayak yarası gelişen hastaların öncelikle yara gelişen bölgeleri vücudun yükünden kurtarılmalı, yaraya olan yükü azaltacak tabanlık ve ayakkabılar kullanılmalıdır.
  • Kanda yapılan tetkiklerde ve ayakta ciddi enfeksiyon saptanan durumlarda mutlaka ağızdan veya damar yolundan antibiyotik tedavisi verilmelidir.
  • Hızlıca bacak ve ayağı besleyen damarlar tıkanıklık ve darlıklar açısından muayene ve tetkik edilmeli, darlık veya tıkanıklık varlığında yapılacak endovasküler veya cerrahi müdahaleler ile ayağın yeniden kanlandırılması (revaskülarizasyon) sağlanmalıdır. 
  • Ayak ve bacak beslenmesi sağlandıktan sonra, ölü ve enfekte dokular dokuları koruyucu şekilde temizlendikten sonra, uygun yara bakım tedavisi ile yaranın iyileşmesi sağlanabilmektedir.

Damar Tıkanıklığının Tedavisi

Diyabete bağlı bacak damarlarındaki darlık ve tıkanıklıkların tedavisi kapalı (endovasküler) ve açık (cerrahi) olarak yapılabilir.

Diyabetik ayak yarası olan hastaların neredeyse tamamında daha büyük damarlarda da problemler görülebilmekle birlikte, mutlaka küçük diz altı ve ayak damarlarında darlık ve tıkanıklıklar ile karşılaşılmaktadır. Diz altı bölgede bacağı besleyen damar üçe ayrılarak ayağa ilerlemekte ve bu damarların ikisi ayakta birleşerek tüm ayağı ve parmakları besleyen bir kemer ve ağ oluşturmaktadır. Yara iyileşmesi için, yapılacak tedaviler ile ayağı ve parmakları besleyen en az bir damarın kanlanması sağlanmalıdır.

Endovasküler denilen kapalı yöntemler ile kasık ve/veya ayak damarları içerisinden iğne deliklerinden yapılan girişimler sonucunda, herhangi bir kesi olmadan, anjiyografi salonunda ayak beslenmesi sağlanabilir.

  • Balon Anjiyoplasti Yöntemi: Tıkalı damarlara kapalı şekilde yapılan en yaygın tedavi olan balon anjiyoplasti işlemi ile damar içerisinden gönderilen bir balon kateterinin darlık ve tıkanıklık bölgesinde şişirilerek darlığın giderilmesi sağlanabilir. Fakat özellikle diyabet hastalarında damar duvarlarının sert ve taşlaşmış plaklarla tıkalı olması nedeniyle balon uygulanan hastaların yaklaşık yarısında bu plaklar yırtılmakta ve tekrar tıkanmayı önlemek nedeniyle balon işlemi sonrasında damar içerisine çeşitli boyut ve uzunluklarda stentler konulur.
  • Damar Tıraşlama Yöntemi: Çok küçük ve ince olan diz altı damarlarına stent konulduğunda, bu stentler kısa sürede daralıp tıkanmakta ve yeniden damarların açılması ve bacağın beslenmesi zorlaşmaktadır. Bu nedenle balon işlemi öncesinde aterektomi denilen damar tıraşlama yöntemi ile damar içerindeki bu sert ve taşlaşmış plaklar kesilip dışarı çıkarıldığında, damar duvarı yumuşar. Yapılan balon işlemi sonrasında damar duvarında yırtık oluşma riski ciddi oranda düşer. Böylece üzerinde damarın açık kalma süresini uzatan ilaçlar olan ilaçlı balonlar kullanıldığında ilaç damar duvarına daha iyi nüfuz edebilir. Bu nedenle özellikle kasığın alt tarafında ve diz altında olan damar tıkanıklıkların tedavisinde stent kullanımını azaltarak sonuçların daha iyi olmasının sağlamak amacıyla damar traşlama – aterektomi kullanımı fayda sağlar.
  • Karbondioksit (CO2) Anjiyografi: Böbrek fonksiyonları bozuk diyabetik ayak hastalarında tomografi çekilmesi ve endovasküler işlem sırasında görüntüleme için kullanılan kontrast ajanlar, fonksiyonların daha da bozulmasına ve diyaliz ihtiyacı doğmasına neden olabilir. Bu durumda böbrekten değil, akciğerden atılan karbondioksit (CO2) gazı kullanılarak yapılan anjiyografi ve endovasküler girişimler sonucunda böbrek fonksiyonları neredeyse hiç etkilenmez.
  • Cerrahi (By Pass) Yöntemi: Ayrıca, diyabetik ayak hastalarında ayağı besleyen sağlıklı ve açık bir hedef damarın olduğu durumlarda, hastanın kendi bacağından açık veya kamera sistemi ile kapalı (endoskopik) olarak çıkarılan toplardamarlar kullanılarak yapılan by pass (köprüleme) ameliyatı gibi açık cerrahi işlemler ile de ayak ve bacak beslenmesi sağlanabilir. Endovasküler yöntemle damarları açılamayan hastalarda cerrahi olarak yapılacak by pass ameliyatı da ayağın kurtarılması için hayati bir öneme sahiptir ve göz ardı edilmemelidir.

Diyabetik Ayak Bakımında Nelere Dikkat Edilmelidir?

Diyabetik ayak yarası için öncelikle kişisel hijyene ve ayak bakımına özen gösterilmelidir. Diyabetik ayak bakımı için şunlara dikkat edebilirsiniz:

  • Diyabetli kişi, ayaklarını, ılık su ve sabun ile her gün yıkamalı, iyice kurulayıp pamuklu çorap giymelidir. Diyabetli ayak sıcağı hissetmediği için kolayca yanabilir. Ayağın yıkandığı suyun sıcaklığı da bir termometre ya da dirsek yardımıyla kontrol edilmelidir. Ayaklar yıkandıktan sonra yumuşak bir havlu yardımıyla iyice kurulanmalı ve parmak araları hariç tutularak kremlenmelidir. Parmak aralarına krem sürülmemelidir.
  • Evde çıplak ayakla dolaşılmamalı, pamuklu bir çorap ve burnu kapalı terlik kullanılmalıdır.
  • Diyabetik ayak sorununa karşı sivri burunlu, sert tabanlı, dar ayakkabılar yerine yumuşak, deriden, burnu kapalı ve mutlaka yumuşak bir tabanlık içeren ayakkabılar tercih edilmelidir.
  • Tırnaklar kesilirken çok dikkat edilmeli, parmaklar yaralanmamalıdır. Tırnaklar düz kesilmeli, makasın ucu sivri olmamalı, pedikür yaptırılmamalıdır. Tırnak batmalarının tedavisi kesinlikle bu konuda uzman bir cerrah tarafından sürdürülmelidir.
  • Diyabeti olan kişi, her akşam ayaklarını iyice muayene etmeli, en ufak bir renk değişikliği veya yaralanmanın varlığında diyabetik ayaktan şüphelenerek hemen bir hekime başvurmalıdır.
  • Bacak ve ayak damarlarındaki tıkanıklıkların değerlendirilmesi amacıyla, damar cerrahisi uzmanı takibinde olunmalıdır.
  • Sigara dolaşımı olumsuz etkiler. Sigara içiliyorsa bırakılmalıdır.
  • Bacak kan dolaşımını arttırmak için diyabet hastalarının her gün düzenli şekilde egzersiz yapmaları diyabetik ayak gelişimini azaltabilir.
  • Diyabetli kişinin ayağında nasır varsa, bıçak, jilet, makas gibi kesici aletlerle temizlenmeye çalışılmamalı ve nasır ilacı kullanılmamalıdır. Nasır tedavisinin, diyabetik ayak polikliniklerinde ve özel cihazlar kullanılarak uzman kişiler tarafından yapılması gereklidir. Bu yöntemlerle, nasırları düzenli olarak temizlenen ayaklarda, yara oluşma riski yaklaşık yüzde 50 oranında azaltılabilir.

“Diyabetik ayak yarasına ne iyi gelir?” sorusuna verilebilecek en iyi yanıt; ayakların temiz tutulması ve yara oluşmadan önlem alınmasıdır.