Yazı İçeriği

Diyabet olmak istemiyorsanız…

Prediyabetli oranı artıyor

1- Fazla kilolar

2- Hareketsizlik

3- Yanlış beslenme

4- Bazı hastalıklar ve ilaçlar

5- Kronik stres diyabet yapıyor

6- Kentleşme

7- Sporun bırakılması

8- Çocukluk çağı obezitesi

9- Sık gebelik

10- Genetik Yatkınlık

Diyabet olmak istemiyorsanız…

Diyabet, ülkemizde hızla ilerleyen yaygın bir rahatsızlık. Modern çağın hastalığı olan diyabetin gelecekte de toplumu daha fazla etkileyeceği öngörülüyor. Dilerseniz biraz rakamların dilinden konuşalım... Türkiye’deki kayıtlı diyabetli kişi sayısı 7 milyon seviyelerinde. Yaş gruplarına göre baktığımızda ise 40 yaş üzerindeki her 5 kişiden 1’i, 60 yaş üzerinde de her 3 kişiden 1’i diyabetli. Dünya Sağlık Örgütü’nün yaptığı analizlerde, Türkiye’nin bu artış hızı ile 2035 yılında dünyada en çok diyabetli barındıran ülkeler arasına gireceği tahmin ediliyor.


Prediyabetli oranı artıyor

2000’li yılların başında ülkemizde erişkinlerde yüzde 7 olan diyabet, günümüzde ise yüzde 18’e dayandı. Çalışmalara göre, bir bu kadar da prediyabetli (diyabet öncesi durum-gizli şeker) kişi var. Gelişmiş ülkelerde; diyabet bilincinin artırılması, obezite ile mücadele ve sağlıklı yaşam koşullarının benimsenmesi ile artış hızı yavaşlarken, ülkemizde ise hızla artmaya devam ediyor. Diyabetin hızla artmasında yanlış beslenmeden hareketsizliğe dek birçok faktörün etkili etkili oluyor.

1- Fazla kilolar

Vücutta yağın aşırı birikmesi anlamına gelen obezite, diyabete yol açan en temel etkenlerden biri. Bu aşırı yağlardan salınan bazı kimyasallar ve hormonlar metabolizmayı olumsuz etkileyerek diyabete neden oluyor. Dolayısıyla diyabetten korunmanın ilk kuralı fazla kilolardan kurtulmak.

2- Hareketsizlik

Modern toplumda giderek azalan fiziksel aktivite diyabetin yaygınlaşmasında en önemli rolü oynuyor. Gıdalar ile alınan kaloriler başlıca fiziksel aktiviteyle yakıldığından, günlük hareketliliğinizi en üst seviyede tutun; kısa mesafeler için taşıt, asansör ve yürüyen merdivenden kaçının. Bundan daha etkilisi düzenli egzersizi yaşam tarzı haline getirin. Yani haftada en az 3 gün 30’ar dakika tempolu yürüyüş ya da bisiklet, yüzme, aerobik, hızlı dans gibi tüm vücut kaslarını çalıştıran fiziksel aktiviteler yapın. Kilo sorununuz varsa bu egzersizler her gün yapılmalı.

3- Yanlış beslenme

Karbonhidrat ve yağ oranı yüksek gıdalar hızlı kilo almaya yol açıyor. Düşük oranda lif içeren ve glisemik indeksi yüksek gıdaların aşırı tüketilmesi de sık sık acıkmaya ve daha çok gıda tüketimine neden olduğundan uzak durmak önemli. Sofra şekerinin bir sanayi ürünü olduğu, fazla kullanımının gereksiz kalori alımına yol açtığı bir gerçek. Mısır şurubu vb. katkı ürünleri ile hazırlanan hazır gıdalar, sakatat vb. hayvani artıklarla desteklenen işlenmiş et ürünlerinin kalori ve yağ yükü beklenenin çok üzerinde olduğundan, bu tarz ürünler sağlıksız gıdalar kapsamına giriyor. Öte yandan meyveler, meyve şekeri içermelerine rağmen beraberinde yoğun liflerle alındığından aşırı tüketilmedikleri sürece zararlı değil ancak suyunu sıkıp tüketmek yerine posasıyla yemeye dikkat edin.

4- Bazı hastalıklar ve ilaçlar

Özellikle tiroit bezinin çok çalışması (hipertiroidi), yüksek tansiyon (hipertansiyon), kan yağlarının yüksekliği (hiperkolesterolemi - hiperlipidemi) diyabet gelişme riskini artırdığından düzenli kontrol ve tedavisi çok önemli. Ayrıca, başını kortizonlu romatizma ilaçları, doğum kontrol hapları ve idrar söktürücü türü tansiyon ilaçlarının çektiği bazı ilaçlar da metabolizmayı olumsuz etkileyerek diyabetin ortaya çıkışını kolaylaştırıyor.

5- Kronik stres diyabet yapıyor

Stres hormonları vücutta insülin direncini artırır. Bu hormon seviyelerinde az da olsa artışın süreklilik kazanması kişiyi obezite, diyabet, kalp ve damar hastalıkları için riskli gruba sokar. Genetik yönden metabolizması eğilimli olanlar doğal olarak daha kolay bu hastalıklarla yüz yüze kalacaklardır. Gece aşırı horlama ve uyku apnelerinin (uykuda nefes durması) kronik stres kaynağı olduğu ve bu riskleri artırdığı bilindiğinden gecikmeden tedavi olmak gerekiyor.

6- Kentleşme

Toplumda kırsal kesimden büyük şehre göç de diyabete zemin hazırlıyor. Çünkü kırsal kesimde yüksek olan fiziksel aktivite düzeyleri ve sağlıklı beslenme alışkanlıkları şehrin modern kargaşası içinde kayboluyor, bu da obezite ve diyabet eğilimini artırıyor.

7- Sporun bırakılması

Düzenli egzersiz yada profesyonel spor yapanların metabolizması hızlı kalori yakılmasına uyum sağladığından herhangi bir sebeple sporun bırakılması daha evvel yakılabilen kalorilerin vücutta yağ olarak birikmesine, dolayısıyla obeziteye, ardından da diyabete yol açabiliyor. Bu nedenle profesyonel sporcuysanız ve aktif spor yaşamını bitirdiyseniz düzenli egzersizlerle sağlığınızı korumaya dikkat edin.

8- Çocukluk çağı obezitesi

Çocukluk ve ergenlik döneminde fast-food tarzı beslenme, bol miktarda tüketilen şekerli gıdalar ve hareketsizlik nedeniyle çok kolay kilo artışı olabiliyor. Çocukların ilk beslenme alışkanlıkları aile içinde oluştuğundan doğru örnek olmak, sağlıklı beslenme alışkanlığı kazandırmak ve spora teşvik etmek çok önemli. Ailesinde kiloya eğilim, obezite, diyabet ya da kalp-damar hastalıkları bulunan çocukların risk grubunda olduklarını unutmamak gerekiyor.

9- Sık gebelik

Sık gebelik, değişen hormon düzeyleri nedeniyle annenin metabolizmasını zorlayan bir unsur olduğundan, metabolizması yatkın olan bireyleri diyabete taşıyabiliyor. Gebelikte şeker yükselmesi yani gebelik diyabeti riski daha da artırıyor.

10- Genetik Yatkınlık

Diyabette genetik yatkınlık da önemli bir unsur. Eğer ebeveynlerden biri 50 yaşından sonra diyabete yakalanmışsa risk yüzde 7, daha erken yaşta diyabete yakalanmışsa risk yüzde 15’i buluyor. Hem anne hem baba diyabetik ise risk yüzde 50’ye yükseliyor. Ancak sağlıklı yaşam tedbirleri ile bu riski azaltmak mümkün. Bunun tam tersi de geçerli. Ailesinde diyabet olmayan obez ve hareketsiz bir kişinin diyabet riski yükseliyor.