Artık gençler de diyabet hastası olabiliyor
Susuzluk, halsizlik, sık idrara çıkma… 20’li yaşlarda olan pek çok kişinin karşılaştığı bu belirtiler, kafalarında soru işaretlerine neden oluyor. Her geçen gün artan obezite ve hareketsizlik ise, akla ‘diyabet’ cevabını getiriyor.
Susama, uyku isteği, kilo kaybı görülüyor
Diyabet, kalıtımsal ve çevresel etkenlerin birleşimi ile oluşarak kan şekeri seviyesinin yükselmesi ile sonuçlanıyor. Araştırmalar, 1985 yılında dünyada diyabetli hasta sayısı yaklaşık 30 milyon iken, bu sayının 2013 yılında 382 milyona ulaştığını ortaya koyuyor. Artışın önüne geçilemediği takdirde, 2035 yılında 592 milyon diyabetli olacağı öngörülüyor. Diyabetin belirtileri arasında, susama, aşırı sıvı tüketimi, sık idrara çıkma, görme bozukluğu, uyku isteği, aşırı halsizlik, kilo kaybı yer alıyor. Ailesinde diyabeti olan ve aşırı kilo sorunu yaşayan kişilerin de mutlaka diyabet açısından değerlendirilmesi gerekiyor.
Çeşitli sağlık sorunlarına davetiye çıkartıyor
İnsülin hormonunun eksikliği veya işlev bozukluğu sonucu ortaya çıkan diyabet, erişkinlerde görme, el ve ayak kayıplarının en önemli nedenini oluşturuyor. Koroner arter hastalığı ve böbrek yetersizliğinin de başlıca nedeni olan diyabet, kan şekeri yüksekliğinin yanı sıra birçok metabolik soruna da yol açıyor.
Diyabette erken teşhis hayati önem taşıyor
Diyabete bağlı sorunlarla baş edebilmenin yolu; erken tanı, düzenli kontrol ve tedaviden geçiyor. Yaşam boyu süren kronik bir sağlık sorunu olarak düşünülmesi gereken diyabet erken teşhis edilemediğinde göz, böbrek, kalp ve damar ile ilgili sağlık sorunları başlamış oluyor ve bazı sağlık sorunlarının telafisi mümkün olmayabiliyor. Bu nedenle risk grubunda olan kişilerin belli aralıklarla, teşhis konulan kişilerin ise 3 ayda bir düzenli kontrol yaptırması gerekiyor.
Diyabet tedavisinde sağlıklı beslenme ve egzersiz şart!
Diyabetin ilk evrelerinde olan kişilerin sağlıklı ve düzenli beslenme ile egzersizi yaşam standardı haline getirmesi gerekiyor. Yaşam şekli bu şekilde düzenlenebildiği takdirde, uzun süre ilaç kullanmadan kan şekeri kontrol altında tutulabiliyor.