Ağız ve diş sağlığı için bunlara dikkat
Dünya Sağlık Örgütü, ağız ve diş sağlığında dünya genelinde olumlu sonuçların bulunmadığını söylüyor. Türkiye’de de diş çürükleri en sık rastlanan kronik hastalıklar arasında. Diş çürüklerine rastlanma oranı okul çağındaki çocuklarda yüzde 90’ları, erişkinlerde yüzde 100’ü buluyor. Ağız içi kaynaklı enfeksiyonlar, vücudun bağışıklık sisteminin zayıflamasına dahi yol açar. Bu nedenle ağız ve diş sağlığının genel vücut sağlığı ile bir bütün olarak değerlendirilmesi gerekir. Bakımı düzgün şekilde yapılmayan ağzın, genel sağlığı negatif yönde etkilediğinin bilinmesi birçok hastalığın önlenmesinde önem taşır.
Dişleri fırçalamak yeterli değil
Sağlıklı dişler için sadece diş fırçalamak yetmez. Çürüklerin en çok oluştuğu diş aralarını arayüz fırçaları ya da diş ipleri ile temizlemek; kadifemsi yapısından dolayı bakteri tutunmasına elverişli olan dili de fırçalamak önemli. Tüketilen besinler de diş sağlığını etkiler. Kalsiyumdan zengin süt ve süt ürünleri, meyve ve sebzeler, fındık fıstık benzeri kuru yemişler dişlere fayda sağlarken; işlenmiş karbonhidratlar, yapışkan nişastalı, şekerli gıdalar ve asitli içecekler dişlerde yıkıcı etkilere neden olur.
Diş eti kanaması iltihap habercisi
Dişlerin fırçalama esnasında kanaması, diş eti iltihabının başladığını gösterir. Bu durumda dişlerin mutlaka fırçalanmaya devam edilmesi, diş ile diş eti arasında birikmiş plak tabakasının ve diş taşlarının diş hekimi tarafından temizlenmesi gerekir. Sağlıklı diş eti fırçalama esnasında kanamaz. Şişkin koyu kırmızı renkte değil, sıkı, hareketsiz, pembe renkli ve portakal kabuğu görünümünde olur.
Fırçanız sert değil, orta sert olsun
Dişleri daha iyi temizleyeceği sanılan sert fırçalar, aksine dişlerde aşınmaya neden olur. Çok yumuşak fırçalar da dişleri yeterince temizlemez. Dişleri sert fırçalamak, mine tabakasını aşındırarak alttaki daha koyu renkteki dentin tabakasını ortaya çıkarır ve dişler daha sarı görünür. Sert fırçalamak, dişlerde hassasiyete ve diş eti çekilmesine de yol açar. Bu nedenle genellikle orta sertlikte fırçaların tercih edilmesi gerekir.
Süt dişlerinin erken çekilmesi çarpıklığa neden olabilir
Nasıl olsa düşecek diye süt dişlerinin olması gerekenden daha erken çekimi, alttan gelen daimi dişlerde çarpıklığa ve çene kemiği gelişiminde bozulmalara neden olabilir. Ayrıca çocuklarda süt dişlerindeki çürüğe bağlı çiğnemede oluşan ağrı, beslenmeyi güçleştirir.
Diş taşları dişi korumaz
Diş taşlarının sünger gibi delikli bir yapısı bulunur. Bu küçük boşluklar da mikroorganizmaların birikmesi diş etinin iltihaplanmasına ve çene kemiğinin erimesine neden olur. Dolayısıyla “Diş taşı dişi korur” kanısının doğruluğu yoktur. Diş eti sağlığı açısından diş taşlarının mutlaka düzenli olarak temizlenmesi gerekir.
Şeker ve asit diş düşmanı
Ağızdaki bakteriler şeker benzeri rafine karbonhidratlarla beslenerek asit üretir. Şeker üreyen asit, diş minesini yumuşatarak çürütmeye başlar. Ne kadar uzun süre mineyle temas ederse çürük riski o kadar artırır. Örneğin küçük bir lolipopu dakikalarca ağzınızda tutan çocuğun dişleri uzun süre şeker asidine maruz kaldığından çürümeye fazlasıyla yatkındır. Ağzında lokma tutan, gece biberonla şekerli süt içen çocuklarda da çürük riski yükselir. Asitli bir içeceği yudum yudum ağızda bekleterek içmek diş sağlığı açısından bir kerede içip bitirmekten daha zararlıdır. Bu nedenle şeker tüketiminin mümkün olabildiğince azaltılması, tüketildiğinde ise ağzın su ile çalkalanması ya da dişlerin fırçalanması önemli.
Hamilelikte diş tedavisi mümkün
Hamile kadınlar için en uygun diş tedavisi zamanı 3 ile 6 ay arasıdır. Diş eti ve diş taşı temizliğinin her dönemde, acil tedavilerin ise kadın doğum hekimine danışarak uygun anestezi tekniği altında yapılmasında bir sakınca görülmez. Ancak çok gerekli olmadığı sürece röntgen filmi çekilmez, zorunluluk halinde ise kurşun önlük gibi koruyucu kalkanlar kullanılır. Planlı hamileliklerde, süreçten önce tüm diş tedavilerinin bitirilmesi ve potansiyel enfeksiyon odaklarının ortadan kaldırılması önerilir.
Yalnızca riskli 20 yaş dişleri çekilmeli
20 yaş dişleri çiğnemede fonksiyon görüyorsa, diğer dişlerde çapraşıklığa neden olmayacaksa, komşu dişlere zarar vermeyecek bir pozisyondaysa, ağız içinde veya kemiğin içinde gömülü olarak kalmasının bir sakıncası bulunmaz. Ancak ağzın en geri bölgesindeki bu dişlerin temizliği zor olması, çürük ve enfeksiyon riskini daha da artırır. Bu nedenle tedavi ile kurtulamayacağı düşünülen, kist ve iltihabi reaksiyonlara neden olan 20 yaş dişlerinin çekilmesi önerilir.
Diş ağrısının kaynağı tedavi edilmeli
Diş ağrıları için kullanılan alkol ve aspirin türevleri yumuşak dokuda yanıklara neden olur ve yanığın verdiği acı, ağrıyı bastırabilir. Doktor gözetimi dışında alınan antibiyotik ve ağrıkesici ilaçlar yalnızca problemin alevlenmesini önler. Ağrının kaynağı tedavi edilmediği sürece aynı problemle tekrar karşılaşılır. Şiddetli sancı yapan diş ağrısı bir anda oluşmaz. Çürük oluşur, derinleşir, dişin sinirine kadar ulaşınca kişiye rahatsızlık verir. Bu nedenle 6 ayda bir mutlaka diş hekimi kontrolü yaptırılması, problemlerin ilerlemeden tedavi edilmesine olanak sağlar.
Dişlerin beyazlığı sağlıklı olduğunu göstermez
Ağız, vücuttaki sistemik hastalıkları yansıtan bir ayna görevi görür. Aynı zamanda ağız içi belirtiler, önlenebilir birçok hastalığın habercisi olabilir. Diş çürüklerinden kaynaklanan enfeksiyonlar, kan ve lenf dolaşımı ile kalp, böbrek, karaciğer, akciğer gibi organlarda dönüşü olmayan hasarlara yol açabilir. Diş eti hastalıkları kalp damar, diyabet, bağırsak ve pankreas kanseri ile ilişkilendirilir, ağız içindeki bakteriler mide ülserini tetikleyebilir. Bu şekilde bağışıklık sisteminin zayıflamasına neden olan ağız içi kaynaklı enfeksiyonlara karşı tedbir almak gerekir.