Yazı İçeriği

Derin Ven Trombozu Belirtileri

Derin Ven Trombozu Belirtileri

Derin Ven Trombozu Tedavisi

Anjiyo ile Pıhtı Temizleniyor

Derin Ven Trombozu Tedavisine Destek

Derin Ven Trombozunda Risk faktörleri

Derin Ven Trombozu Belirtileri

Genellikle 40 yaş üstünde görülüyor. Nadir de olsa gençlerde de rastlanıyor. Bacaklarda ve kalçanın uyluk bölgesinde görülen derin ven trombozu (DVT) halk arasında toplardamarda pıhtı oluşması olarak adlandırılıyor. Vücudun herhangi bir yerinde ana toplardamarların pıhtıyla tıkanması sonucunda oluşan rahatsızlığa gençlerde de ender olarak rastlanabiliyor. Hastalığın meydana getirdiği bacaklardaki şişlik ve ağrı, geç kalınması halinde yaşam boyu sürebiliyor. Asıl önemli sorun ise pıhtının kopma sonucunda hayat kaybıyla sonuçlanabilecek akciğer embolisine neden olması.


Derin Ven Trombozu Belirtileri

Derin ven trombozu özellikle ilk 2 haftada tespit edildiğinde, pıhtının erimesine yönelik kateter sistemleri yardımıyla yapılan tedavilerde oldukça başarılı sonuçlar alınabiliyor. Bu nedenle bacakta aniden ağrılı veya ağrısız bir şişlik geliştiğinde zaman kaybetmeden bir hekime başvurmalı.

Derin ven trombozunda pıhtı genellikle diz altında baldır kaslarından başlıyor yukarıya doğru ilerliyor. Derin ven trombozu belrtilerinin başında pıhtılaşma olan bölgenin, örneğin ayakların bilekten itibaren şişmeleri. Erken müdahale edilmediği takdirde şişlik ayak bileklerinden bacaklara, hatta kasıklara kadar ilerleyebiliyor. Özellikle ayağa kalkıldığında basmayı önleyecek kadar şiddetli ağrılar da gelişebiliyor. Derin ven trombozu ilerledikçe uzun dönemde varis oluşumu ve açık yaralar gibi sorunlar da yaşanabiliyor.

Derin Ven Trombozu Tedavisi

Derin ven trombozu diz altı bölgesindeki damarlarda gelişmişse kan sulandırıcı ilaç tedavisine başvuruluyor. Ancak kanın sulandırılması pıhtıyı eriten veya yok eden bir tedavi yöntemi değil. İlaç tedavisi sadece yeni bir pıhtı oluşumunu önlüyor ve pıhtının akciğere atma riskini en aza düşürebiliyor. Bu nedenle bacaktaki damarların çoğu pıhtıyla kapanmışsa veya pıhtı kasık bölgesine kadar ulaşmışsa ilaç tedavisinin yeterli gelmeyebiliyor. Bunun soncunda şişlik gibi sorunlar yaşam boyu devam edebiliyor, hatta ilerleyen yıllarda postrombotik yetmezlik adı verilen venöz ülser, yani bacakta yara açılması ve tıkanıklığa bağlı varis oluşumu, bacaklarda ağırlık, dolgunluk hissi ile gece krampları, kaşıntı yanma, şişme ve ağrı gibi şikayetlerle seyreden bir tablo gelişebiliyor. Dolayısıyla derin ven trombozu nedeniyle damarda yaygın pıhtı mevcutsa veya pıhtı kasık seviyesine kadar uzanmışsa anjiyo işlemiyle damar içinden pıhtı temizlenmesi yöntemine başvuruluyor.

Anjiyo ile Pıhtı Temizleniyor

Basit anjiyo gibi uygulanan tedavide genellikle kişinin diz seviyesinden bir iğne ve kateter sistemi ile pıhtıyla dolu damarın içinden geçilip, sağlam sahaya ulaşılıyor. Pıhtı kaplı alanın içine, üzerinde gözle görülemeyecek büyüklükte mikro delikler olan 2-3 mm genişliğinde bir kateter sistemi yerleştiriliyor. Bu kateter sistemi yardımıyla deliklerden basınçlı olarak pıhtıyı eritecek ilaçlar bir nevi püskürtülerek veriliyor.

Derin Ven Trombozu Tedavisine Destek

Son yıllarda bu teknolojideki bir yenilik de, kateter sisteminin içine ultrasonik dalgalar yayan 2. bir sistemin yerleştirilmesi. Bu ultrasonik dalgalar, ilacın pıhtının içine ulaşıp eritme etkisini 8-10 kat artırması sayesinde pıhtının daha az ilaçla daha hızlı olarak eritilmesine yardımcı oluyor. Bu tedavi yönteminde ilk 2 hafta çok önemli. Çünkü derin ven trombozu bu süreçte yakalandığında ağızdan alınan ilaç tedavisiyle pıhtının ortalama olarak yüzde 50’si 3-6 ayda eritilebilirken, bu yöntemle 1 veya 2 günde pıhtının tümüyle eritilebilme imkânı oluyor. Pıhtının 24-48 saat içinde tamamen eritilmesi de orta uzun vadede karşılaşılabilecek postrombotik yetmezlik, venöz ülser, yani bacakta yara açılması ve tıkanıklığa bağlı varis oluşumunu da engelliyor.

Derin Ven Trombozunda Risk faktörleri

  • Bazı kalıtsal pıhtılaşma bozuklukları.
  • Hormon tedavisi ya da doğum kontrol hapları kullanımı.
  • Kilolu ya da obez olmak.
  • Cerrahi müdahale, kırık bir kemik ya da diğer travmalar nedeniyle derin bir damarın yaralanması.
  • Hamilelik veya doğum yapmış olmak.
  • Yakın zamanda uygulanan ya da sürmekte olan kanser tedavisi.
  • Hareketsiz kalmak. Bu durum genellikle rahatsızlanıp uzun süre yatmak zorunda kalan veya uzun süre yolculuk edenlerde ortaya çıkıyor.
  • Vücudun şiddetli ishal gibi etkenler nedeniyle susuz kalması.