Çocuğunuzun rol modeli olun
Çocuğa öneride bulunmak ve uygun olan davranışı yapmasını sağlamak iki dönemde çok daha zordur. İlki, 2-4 yaş arasında, çocuğun davranışlarının özerklik kazandığı, kendini kanıtlamaya çalıştığı ve sıklıkla ebeveynleriyle inatlaştığı dönemdir. Diğeri ise tahmin edilebileceği gibi, ergenlik. Davranış eğitiminde en rahat olunan dönem, dikkat ve organizasyonla ilgili, akademik görevlerin en yoğun yaşandığı çocukluk yani ilkokul yılları. Bu dönemde sosyal davranışlar, sorumluluk duygusu, motivasyon, hedefler oluşturma ve bunlara uygun davranma, daha kolay geliştirilebilir.
Sözünüzü dinlemesi için…
Hemen hemen her anne babanın yakındığı konulardan biri, çocuklarının söz dinlememesidir. “Hiçbir dediğimi yapmıyor.” cümlesi adeta bir kalıp gibi dillere yerleşmiştir. Ancak doğru olan söz dinletmek değil, model olmak ve öneride bulunmaktır. Sadece sözel uyarılarda bulunmanın çocuğun üzerinde olumlu bir etkisi yoktur. Yapılması gereken çocuğa önerilerde bulunmak, model olmak ya da yönlendirici ödül ve cezalar uygulamaktır.
Nezaket dışı her sözcük kırıcı ve yaralayıcıdır. Bir kişinin çocuğunuz olması onu diğerlerinden daha değerli kılar. Daha yakın olmak gerekir. Hiç yakın olmadığınız insanlara gösterdiğiniz, gösterebildiğiniz nezaketi ya da sabrı fazlasıyla çocuğunuza göstermeniz şart.
Aşağılayıcı bir bakış, incitici espriler, kıyaslamalar, her zaman kaçınılması gereken davranışlar arasında yer alır. Fiziksel ve sözel şiddet çocukların ve ergenlerin hayatlarında onarılmaz yaralar açar. Bu çocuklardan sosyal ve akademik bir başarı beklemek mümkün olmayabilir.
Çocuğunuzla güç savaşına girmeyin
Çocuk gücünü inadından alır. Bu aslında onun en iyi savunmasıdır. Yetişkinler çocukların inadıyla baş etmek zorunda değildir. İnatçı kaldığı konularda izin verici olmak gerekebilir. Yaptıklarının sonuçlarına katlanması sağlanabilirse çocuk uygun bilgiyi öğrenir, yetişkin kişilere de öfkeden çok saygı duyar. Bu noktada çocuğun inadını kırmak, ikna etmeye çalışmak, alttan almak, gereksizdir. Ancak erişkinlerin birçoğu kendini bir güç yarışında hisseder.
Çocuğu bilgisayar başından kaldırmak için ona yapacak daha iyi bir şey sunulması gerekir. Biraz bilgisayar oynadıktan sonra yürüyüş yapıp dönerken dondurma yemek gibi. "Hadi televizyonu kapat da ödevini yap" kötü bir seçenektir.
Zamanı kullanmayı öğretmek, kitap okumak, ödev yapmak gibi çocuğa göre daha az zevkli uğraşlar öğretilmeli. Televizyon ve bilgisayar gibi bizim de zamanı denetlemekte zorlandığımız eğlenceli ortamlarda zamanın nasıl geçtiğini anlamak güç. Zamanı kullanmayı öğrenmeleri için “Önce yarım saat kitap okuyalım ya da bulaşıkları kaldıralım, ne kadar sürüyor, bir bak.” denebilir.
Katı kurallar ergenlik döneminde işe yaramaz
Ergenlik dönemindeki çocuklara kural koymak ve kurallara uymalarını istemek zordur. Katı kurallar, cezalar, tehditler... Bunlar hiçbir işe yaramaz. Saygı duyduğu bir erişkinle temaslarını artırabilirsiniz. Sıklıkla gençler bizden daha hızlı düşünüp, iyi çıkarımlar yapabilir. Biraz beklemek, duygu yoğunlukları geçtikten sonra fikirlerini almak, bize de iyi gelecektir. Ergenlerin bize söyledikleri sözleri, tavırlarını çok önemsemek doğru, bunlardan hemen sonuç çıkarmak, incinmekse doğru değildir. Yetişkinlerin daha sabit, tutarlı olması ergeni daha rahat bir hale getirebilir. Bir de aşırı müdahaleci olmamak gerekir. Kendi hayatınız hakkında çocuklarınızın fikirlerini almanız da ilişkinizin sağlığı için değerlidir.
Bu kurallara dikkat edin
- Sözel uyaranları olabildiğince az kullanın: Çocuğunuzun yapmasını istediğiniz davranışları kendiniz de mutlaka uygulayın. Sizi model olarak almasını sağlayın.
- Öncelikle kendi duygu ve davranış kontrolünüzün ayrımına varın: Öfkelendiğinde yıkıcı davranışlar sergileyen bir ebeveynin çocuğu, bu davranışı öğrenir. Öfkeyi bu şekilde yaşar. Çocuktaki öfke denetimsizliğinin, vurup kırmalarının ya da bağırıp çağırmalarının sosyal olarak uygun olmayan bir davranış biçimi olduğunu söylemek işe yaramaz. Bunun gösterilmesi gerekir.
- Aynı fikirde olmasanız da eşinizle birbirinize saygılı olun: Ebeveynlerin her konuda aynı fikirde olması beklenemez. Ancak farklı fikirleri birbirlerine ifade etme biçimlerinin nezaket sınırları içinde olması çocuğun örnek alacağı ve sosyal açıdan öğrenmesi istenilen bir davranış biçimidir.
- Sosyal ortamlarda tükettiğiniz cümleleri evde de kullanın: Ev ortamının okuldakine benzer şekilde, kişisel sorumluluk alanlarının belirlendiği, diğer bireylerin haklarına saygı duyulduğu bir yer olması önemlidir. Sadece sosyal ortamlarda tüketilen, evde kullanılmadığı çocuk tarafından görülen "teşekkür ederim", "rica ederim", "lütfen", "özür dilerim" gibi kalıplar, sözel uyaranlar yoluyla öğretilemez. Evde mutlaka pekiştirilmesi gerekir.