Yazı İçeriği

Boyun fıtığı belirtileri

Boyun fıtığı bu belirtilerle geliyor

Boyun fıtığı ağrısının karakteristik özellikleri

Genellikle gençlerde görülüyor

Boyun fıtığı ameliyatı

Boyun fıtığını böyle önleyebilirsiniz

Boyun fıtığı nasıl oluşur?

Hareket etmeyi ihmal etmeyin

Boyun fıtığı tedavisi nasıl yapılıyor?

Boyun fıtığı ameliyatı sonrası ağrılar bitiyor

Boyun fıtığı belirtileri

Boyun fıtığı, boyunda görülen ağrıların nedenleri arasında ilk sıralarda yer alıyor. Üstelik oluşturduğu şiddetli ağrı ve hareket kısıtlılığı nedeniyle yaşam kalitesini ciddi boyutlarda düşürebilen boyun fıtığı, artık 20’li yaşların altında da sıkça görülüyor. Rahatsızlığın görülme sıklığının giderek artmasının ardında ise modern yaşamın getirisi olan hatalı alışkanlıklar yatıyor.


Boyun fıtığı bu belirtilerle geliyor

Kas spazmları ile karıştırılabilen boyun fıtığı, sırtta kürek kemiğinin iç yüzlerinde görülen ağrı, boyundan başlayıp kola yayılan ağrı, kolda ortaya çıkan uyuşukluk ve bir kolun çabuk yorulması gibi belirtilerle kendini gösterebiliyor. Ancak her insanın yaşamının bir bölümünde özellikle uzun süre bilgisayar başında oturanların bel ve boyun ağrısı çektiği göz önüne alınırsa, ağrıların sürekli olması ve gittikçe şiddetlenmesi durumunda boyun fıtığından şüphelenmek daha doğru olur. Bu belirtiler gözlendiğinde vakit kaybetmeden fizik tedavi ve rehabilitasyon, beyin ve sinir cerrahisi uzmanına başvurmak büyük önem taşıyor. Boyun fıtığı şüphesi ile doktora başvuran kişi önce klinik muayeneden geçirilir ve sinir sisteminin ne kadar etkilendiğine dair bulgulara bakılır. Ön tanıyı desteklemek için görüntüleme yöntemlerinden, özellikle de fıtık ile sinir dokusu arasındaki ilişkiyi gösteren Manyetik Rezonans’tan (MR) yararlanılıyor. Yardımcı tanı yöntemi olarak kullanılabilen Elektromiyografi (EMG) yöntemi de omurilikten çıkıp kola ve bacağa giden sinirlerin, bu basıdan ne kadar etkilendiğini, iletide bir aksama olup olmadığını gösteriyor.

Boyun fıtığı ağrısının karakteristik özellikleri

Boyun fıtığına bağlı ağrının özellikleri:

  • Boyun özellikle geriye doğru oynatıldığında ağrı artar,
  • Ağrı sırta veya kola doğru yayılır,
  • Kolda ve bacakta kuvvet kaybı, uyuşma olur; yani kol bükülemez, açılamaz ya da yumruk yapılamaz,
  • İdrar ve gaita kaçırma ya da yapamama gibi durumlar olur.

Genellikle gençlerde görülüyor

Boyun fıtığı 20-40 yaş arasında, genellikle vücudunu çok kullanan kişilerde ortaya çıkıyor. Riskin oluşmasındaki ana nedenlerden biri, ağır yük kaldırma ya da itme hareketinin sık yapılması. Trafik kazaları ya da yüksekten düşme de diğer nedenler arasında gösteriliyor. Bunların yanı sıra, duruş bozukluğuna yol açan uzun süreli masa ya da bilgisayar başında oturmayı gerektiren mesleklerle uğraşanlarda da bu rahatsızlık sık ortaya çıkıyor. Tam olarak genetik bir geçiş söz konusu olmasa da anne babasında bu hastalık görülen çocukların boyun fıtığı olma riski daha fazla.

Boyun fıtığı ameliyatı

Uygulanan tedavi fıtığın derecesine göre değişiyor. Tedaviyi önce koruyucu öneriler ve konservatif tedavi denilen ameliyat dışı tedavi programları oluşturuyor. Bu tedaviler ağrı kesici, kas gevşetici ilaçlar, boyuna uygulanacak fizik tedavi programları, boyun egzersizleri, boyun bölgesi kaslarında ağrılı merkezlere tetik nokta enjeksiyon tedavileri ve epidural enjeksiyonları olarak sıralanabilir. Diğer bir seçeneği de cerrahi tedavi oluşturuyor. Boyun fıtığı ameliyatları sanılanın aksine güvenilir, kolay uygulanır ve komplikasyon oranı son derece düşük ameliyatlardır. Kişiler ameliyatın ardından genellikle ertesi gün taburcu olur.

Boyun fıtığını böyle önleyebilirsiniz

  • Ofiste çalışıyorsanız bilgisayar-monitör seviyesini iyi ayarlayın. Monitörü sağda veya solda değil, tam karşınızda konumlandırın.
  • Uzun süre aynı pozisyonda, masa başında kalmayın. Ara sıra mola verip, germe egzersizleri yapın.
  • Ortopedik yatak ve özellikle iyi bir yastık seçimi çok önemli.
  • Yastık seçerken sadece başı değil, baş ve sırtı destekleyen, yan yatıldığında da aradaki boşluğu dolduran özellikte olmasına dikkat edin.
  • Koltukta, kanepede iki büklüm, eliniz başınızda uyumanın boyuna çok zararı olabileceğini unutmayın.
  • Çok ağır yük taşımayın.
  • Boyun kaslarını çalıştıracak pasif egzersizler yapın. Unutmayın, yüzme tüm kas gruplarını yer çekimsiz bir ortamda çalıştırdığı için boyun fıtığından korunmaya yardımcı olur.
  • Sırtta ve boyunda ağrılarınız varsa banyodan sonra saçlarınızı iyi kurutun.

Boyun fıtığı nasıl oluşur?

Vücudun dik durmasını sağlayan omurga sistemi, ortalarından omuriliğin geçtiği 30-35 kemikten oluşur. Bu omur kemiklerinin arasında hareketi kolaylaştıran, omurganın dayanıklı olmasını sağlayan ve darbelere karşı koruyucu görev yapan disk şeklinde özel bir bağ dokusu bulunur. Disklerin görevi eklem hareketlerini kolaylaştırmak ve eklemin bütünlüğüne yardımcı olmaktır. Diskler iki omurun arasında yapışık olarak yerleşmiştir. Birinci ile yedinci boyun omuru arasında yer alan kıkırdak dokunun içindeki jelin bir delikten çıkarak kola giden sinirleri sıkıştırması ya da omuriliği rahatsız etmesi ile ortaya çıkan klinik tabloya boyun fıtığı denir.

Hareket etmeyi ihmal etmeyin

Günümüzde çok az hareket ederek ve gün boyu bilgisayar başında, aynı pozisyonda oturarak boynumuza zarar veriyoruz. Öte yandan çok ağır yük kaldırmak, trafik kazalarında meydana gelen istemsiz, ani boyun hareketlerine maruz kalmak da fıtığa neden olabiliyor. Bir de sert fıtıklar diye tanımladığımız kireçlenmenin neden olduğu fıtık benzeri vakalar var. Özellikle omurların alt ve üst köşelerinde görülen, sert ve gaga şeklindeki kireçlenmeler vücudun kötü kullanılması ve omurga sistemine iyi bakılmaması sonucu, ilerleyen yaşla birlikte ortaya çıkıyor.

Boyun fıtığı tedavisi nasıl yapılıyor?

Boyun fıtığı tedavisinde ilk tercih edilen yöntem cerrahi tedavi olmamalı. Boyun veya bel fıtığı tanısı konulduğu zaman o fıtığı anatomik olarak tamamıyla yerleştirecek bir tedavi bulunmaz. Fizik tedavi ve rehabilitasyon, ilaç tedavisi ve diğer koruyucu tedaviler fıtığın neden olduğu şikayetleri gidermeye yönelik tedavilerdir. Kişi, sorunu ortaya çıkartan hareketlerden uzak durmalı, kendisine gösterilen kurallara uygun şekilde davranmalı ve egzersizlerini bir ömür boyu yapmalıdır. Sadece kol ve bacaklarda ilerleyici kuvvetsizliği olan, şiddetli ağrısı olup günlük, sosyal ve aile hayatı etkilenen kişilerin yanı sıra idrar, gaita kaçırma sorunu olan kişilerin de cerrahi tedaviyi tercih etmesi gerekiyor.

Boyun fıtığı sorunu olanların yüzde 95’i cerrahi gerektirmeyen yöntemlerle tedavi ediliyor. Konservatif tedavi denilen, ağrı kesici, kas gevşetici ilaçlar ile boyun kaslarını güçlendirmek için takılan boyunluk ve fizik tedavi basamakları takip ediliyor. İlaç tedavisi ile geçmeyen şikayetler olduğunda, tedavi sürecine fizik tedaviyi de ekleniyor. Boyun fıtıkları küçük, orta ve büyük olarak üçe ayrılırsa, ilk ikisinde cerrahi planlanmıyor.

Tüm boyun fıtıklarının sadece yüzde 5’inde ameliyat önerilir. Ameliyat önerilen kişi grubunu ise muayene bulgusunda ciddi kuvvet kaybı olan, fıtığı omuriliği sıkıştıracak derecede büyük olan ve geleneksel tedavilere cevap vermeyen kişiler oluşturuyor. Bir de nörolojik muayenesi normal olup, duyu, kuvvet ve refleks kaybı bulunmadığı halde ağrısı dinmeyen kişilere de cerrahi yöntemler uygulanıyor.

Boyun fıtığı ameliyatı sonrası ağrılar bitiyor

Boyun fıtığının, boynun ön kısmından yapılan küçük kesi ile çıkartılması ameliyatına "Anterior Servikal Distektomi" deniyor. Tedavide amaç basıyı yapan dejenere (bozulan) kıkırdak dokusunun çıkarılmasıdır. Boyun bölgesinde omurilik bulunduğu için boynun ön bölgesinden küçük bir kesi ile doğal boşluklar kullanılarak bölgeye giriliyor ve sinirlere bası yapan kıkırdak, arkasından tutulup çekiliyor. İki omur arasında yastık görevi yapan kıkırdak doku alındığından dolayı omurlar birbirine yaklaşıyor. Çıkartılan kıkırdak doku ile aynı seviyede, kola giden sinirlerin çıkış kanalları bulunuyor. Bu dokunun çıkartılması kanallarda daralmaya neden oluyor. Özellikle ileri yaşta kireçlenme de varsa bu daralma daha da ciddi bir boyuta ulaşıyor ve kişi ameliyat sonrası ağrılarla karşılaşabiliyor. Son yıllarda geliştirilen bir yöntemle bu basıyı azaltmak için kıkırdak dokusunun yerine ‘kafes’ olarak adlandırılan bir madde konuluyor. İçi kemik talaşı ya da kemik proteinleriyle doldurulan bu madde, 6-8 hafta içinde alt ve üst omurgaya tutunur. Bazı genç kişilerde ise kıkırdağın yerine protez konuluyor. Çok şiddetli ağrıları olan kişiler, cerrahi tedavinin ardından uyandıklarında tamamen rahatlamış oluyorlar.