Böbrek kanserlerinin yarısının nedeni bu üçlü
Böbrek dokusundan kaynaklanan habis bir tümör olan böbrek kanseri sıklığında son 20 yıl içinde belirgin bir artış gözlemleniyor. Hastalığa bağlı yaşam kayıpları da tedavideki tüm yeniliklere ve gelişmelere rağmen artmaya devam ediyor. Böbrek kanserlerinin, tüm kanserler içinde görülme sıklığı yüzde 2-3 oranında. Rahatsızlık çoğunlukla 60-70 yaşlarda ortaya çıkıyor. Özellikle hipertansiyon varlığı böbrek kanseri sıklığında oldukça etkili bir parametre. Hipertansiyon varlığı, kanserin evresine ve daha agresif bir seyir izlemesine de neden oluyor.
Böbrek kanseri belirtileri
Böbrek kanseri çok nadir olarak erken evrelerde belirti veriyor. İleri evrelerde, idrarda kanama, bel bölgesinde ağrı ve/veya şişlik belirtileri gözlenebiliyor. Ancak hastalık bazen vücutta yüksek tansiyon, kilo kaybı, ateş, kansızlık veya kan sayımında yükseklik, kan kalsiyum seviyesi yükselmesi gibi sistemik bazı bulgulara da yol açabiliyor. Her ne kadar bu bulgular birçok hastalıkta gözlenebilse de özellikle risk faktörlerine sahip kişilerin bu konuda daha uyanık olmasında yarar bulunuyor.
Tümörler tesadüfen saptanıyor
Belirtilerinin erken evrede görülmemesi nedeniyle günümüzde böbrek kanserinin yarısından fazlası başka nedenlerle gerçekleştirilen ultrasonografi, tomografi veya MR gibi radyolojik görüntülemelerde tesadüfen saptanıyor. Tesadüfen saptanan tümörlerin genellikle daha erken evrede oluyor ve tedavi edilmesi de daha kolay.
Böbreklerde ortaya çıkan tümörler benign (iyi huylu) ve malign (kötü huylu) olmak üzere iki şekilde görülüyor. Ancak günümüzdeki radyolojik görüntüleme yöntemleri ile tümörün ‘iyi huylu’ ya da ‘kötü huylu’ ayrımını yapabilmek mümkün değil. Tümör kitlesinin çapı küçüldükçe, iyi huylu olma olasılığının artıyor. Çapı dört santimin altında olan kitlelerin iyi huylu olma oranı ise yaklaşık yüzde 30 civarında.
Böbrek kanserinin tanısını koyabilmek için, kontrastlı bilgisayarlı tomografi kullanılıyor ve bazı hastalarda ayrıca MR da çekilebiliyor. Böbrekte kitle varlığında biyopsi standart bir uygulama değil, ancak hastanın durumuna bağlı olarak yapılabiliyor.
Böbrek kanserinde ameliyat yöntemleri
Böbrek kanserinde birincil tedavi yöntemi cerrahi. Cerrahide amaç, hastanın durumuna göre, mümkün olduğunca kitlenin çıkarılıp böbrek dokusunun korunmasının sağlanması. Bu sayede kişinin uzun vadede kalp hastalıkları riski de azaltılıyor. Böbrek kanseri ameliyatlarının günümüzde robot yardımlı ve kapalı cerrahi yöntemleriyle güvenle yapılabiliyor. Robotik cerrahi sonrası hastanın iyileşme süreci çok daha hızlı ve kolay oluyor. Ağrı ve kanamanın az olması nedeniyle kişi günlük aktivitesine daha hızlı dönebiliyor. Kitlenin büyük olduğu ve sadece kitlenin çıkartılmasının mümkün olamadığı durumlarda ise hastalıklı böbreğin tamamı çıkartılıyor. Bu durumdaki kişiler sağlam böbrekle yaşamına devam edebiliyor. Metastaz durumunda ise tedaviye böbrekteki kitlenin ameliyatla çıkarılması ile başlanıyor ve hasta daha sonra sistemik bir tedavi almaya başlıyor.
Yaşlı ve/veya genel durumu iyi olmayan kişilerde dört santimin altındaki tümörlerde ameliyat yapmadan belirli aralıklarla rahatsızlığın seyri izleniyor. Cerrahi tedavi uygulanan hastaların da düzenli aralıklarla doktor kontrolüne gitmesi gerekiyor.