Ergenlik döneminde hatalı beslenmenin yol açtığı 7 sağlık problemi
Ergenlik dönemindeki gençlerin en büyük istekleri çevreleri tarafından beğenilmek, “en güzel” veya “en kusursuz vücuda” sahip olabilmek. Medyada ve sosyal paylaşım sitelerinde gördükleri fit vücutlara kavuşmanın çözümünü de çoğu zaman, “çok düşük kalorili”, “proteinden zengin” veya “tek tip besine dayalı” diyetlerde bulurlar. İşte tehlike sinyalleri de bu noktada çalmaya başlzr, çünkü bilinçsizce yapılan diyetler, ergenlik dönemindeki kişilerin yaşam standartlarını hayatı boyunca olumsuz yönde etkileyecek olan bedensel ve ruhsal sağlık sorunlarını da beraberinde getirir.
Anoreksiya Nervoza
Yapılan bir çalışmada; ergenlik döneminde kız ve erkeklerin kilolarıyla yakından ilgilendikleri, bu dönemde mutsuz, stresli, öfkeli, üzgün ve mutlu olma gibi değişen duygu durumlarının yeme davranışı üzerinde etkili olduğu tespit edildi. Çalışma; özellikle kız ergenlerin beyinlerini sürekli şişmanlayacağı düşüncesiyle meşgul ettikleri ve tek düşüncelerinin zayıf olmak olduğuna işaret ediyor. Bu nedenle de yeme bozukluklarının genellikle ergen dönemde başladığına dikkat çekiliyor. Özellikle 13-14 yaş döneminin “Anoreksiya Nervoza”ya varan yeme davranışındaki bozuklukların en yoğun ortaya çıkabileceği “kritik” süreç olduğu vurgulanıyor.
Osteoporoz
Ergenlik dönemi kemik oluşumunu yüzde 45 oranında karşılar ve oluşan kemik kapasitesi hayat boyu kullanılır. İlerleyen yaşlarda alınacak ilaç ve beslenme destekleri ise fayda sağlamaz. Yetersiz enerji ile fazlaca protein alımını destekleyen diyetler bu dönemde kalsiyum eksikliği oluşturabilir. Bunun sonucunda osteoporoza (kemik erimesi) oluşabilir, kas kitlesinin çalışma temposunda da aksaklıklar yaşanabilir.
Böbreklerde hasar
Ergenlik dönemindeki gençlerin beslenmelerinde yaptıkları önemli hatalardan biri, zayıflamak ve daha fazla kas kitlesine sahip olmak amacıyla proteinden zengin beslenmek. Oysa yüksek protein çok erken yaşta böbreklerde yapısal bozukluklara yol açabilir. Üstelik böbrek yetmezliği, nefrit ve böbrek taşı gibi böbrek hastalıkları sinsi ilerledikleri için yıllarca belirti vermeden hızlıca ilerleyebilir.
Hipotiroidi
Çok düşük kalorili diyetler, yağları değil, proteinleri yakar ve diyet bırakıldığında yeniden hızlı kilo alımına neden olur. Bunun sonucunda sağlıksız bir şekilde kilo verilir. Yeterli protein alınamadığında da büyüme ile gelişmede, cinsel olgunlaşmada gerilik ve yağsız vücut kütlesinde azalma görülür. Uzun süre bu tür diyetlere devam edilmesi; halsizlik, iştahsızlık, yavaş kalp atımı hızı, hipotermi, cilt kuruluğu, saçlarda kabalaşma ve kırılganlık artışıyla birlikte seyreden “hipotiroidi” gibi düzeltilmesi zor olan sağlık sorunlarına neden olabilir.
Demir eksikliği
Ülkemiz genelinde okul çocuklarının yüzde 20-35'i demir eksikliği anemisi problemiyle karşı karşıya kalınır. Ergenlik döneminde kız çocuklarında “adet görme” süreci başlayınca vücutta kan kaybı da olur. Bunun sonucunda demir gereksinimi, özellikle genç kızlarda görülen önemli bir problem haline gelir. Eğer çok düşük kalorili ve demir kaynaklarından kısıtlı diyetler uzun süreli uygulanırsa, demir eksikliği anemisi ciddi boyutlara sürüklenebilir.
Kalp hastalıkları
Düşük kalorili beslenme tipi kas kaybına yol açar ve kaslarla çalışan bir organ olan kalbi doğrudan etkileyebilir. Bunun sonucunda çok genç yaşlarda bile kalp krizlerini tetikleyebilir.
Ruhsal sorunlar
İnce bedenin her zaman ideal olarak algılanması ve sürekli bilinçsizce uygulanan diyetler; gençleri depresyon, sosyal hayattan uzaklaşma, sadece duygusal beslenme davranışı eğilimi gösterme, okul başarısında düşüş, konsantrasyon yeteneğinde azalma ile yoğun duygu değişimleri gibi olumsuz bir tabloya itebilir.