İşitme kaybı çocuğunuzun konuşmasını etkileyebilir
Bebeklerde görülen pek çok sağlık sorununda erken müdahale her zaman olumlu sonuçlar verir. Ancak erken müdahale için sorunu erkenden fark etmek de çoğu zaman ebeveynlerin görevidir. İşitme sorunlarının 2 yaşına kadar fark edilmesi ile kalıcı işitme kaybının önüne geçilebilir.
Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre dünyada 32 milyon, Türkiye’de ise 2 milyon 200 bin çocukta işitme kaybı bulunuyor. Pek çok sağlık sorununda olduğu gibi çocuklarda gelişen işitme kaybında da erken teşhis oldukça önem taşıyor. Çünkü çocukların konuşma fonksiyonlarının büyük bir bölümü ilk 2 yaşta büyük ölçüde tamamlanıyor. Bu nedenle işitme kaybının bu dönemde tespit edilememesi, çocuğun konuşma ve dil gelişimini olumsuz yönde etkiliyor, çocuk eğitim ve sosyal hayatında akranlarından geri kalabiliyor, psikolojik sorunlar yaşayabiliyor. Erken teşhis sayesinde ise çoğu işitme kaybının kalıcı hale dönüşmesi önlenebiliyor, çocuğun normal işitme seviyesine kavuşması sağlanabiliyor. Bu nedenle her çocuğun yenidoğan döneminde ve okul öncesinde kulak muayenesi ile işitme testinden geçmesi gerekiyor.
İşitme kaybı belirtileri
Çocuklarda bu belirtilerden en az biri görüldüğü takdirde vakit kaybetmeden bir uzmana başvurmak gerekiyor:
Yenidoğan(doğumdan 6 aya kadar): Beklenmedik yüksek bir sese karşı hareket ederek, ağlayarak veya başka herhangi bir şekilde yanıt vermemesi, gürültüde uyanmaması, sesin geldiği yöne doğru başını çevirmemesi, ses ile sakinleşmemesi.
6-12 ay arasında: Sorulduğu zaman tanıdık bir kimseyi veya nesneyi göstermemesi, saçma bile olsa ses çıkarmaması.
12 aylık: “El salla veya ellerini çırp” gibi basit ifadeleri anlamaması.
13 ay-2 yaş arasında: Sesin geldiği yöne ilk çağırışta bakmaması, çevredeki seslere karşı tepki göstermemesi, sesin nereden geldiğini bulamaması, kendi yaşıtlarının kullandığı sesleri veya dili kullanmaması, televizyonu normal sesle dinlememesi ve sürekli televizyonun yakınına gitmesi, anlamada ve kelime kullanmada sürekli bir gelişim göstermemesi.
İşitme kaybı doğuştan veya sonradan olabiliyor
Çocuklarda işitme kaybı doğumsal olan ve sonradan gelişenler olarak ikiye ayrılıyor. Genler yoluyla ebeveynlerden bebeğe geçen rahatsızlıklar, hamilelik sırasında annenin geçirdiği kızamık veya metabolik sorunlar ile bilinçsiz ilaç tüketimi, bebeğin iç kulağındaki işlevsel bozukluklar gibi etkenler, doğumsal faktörlerden bazılarını oluşturuyor. Sonradan gelişen işitme kaybına ise kızamık, kabakulak, rubella ve menenjit gibi enfeksiyon hastalıkları, orta kulak iltihabı, geniz eti büyümesi ve alerjik reaksiyonlara bağlı kulakta sıvı birikmesi gibni sorunlar neden oluyor. Dış kulak yolunun kirle tıkanması, kafa travmaları, yenidoğan sarılığı, aşırı gürültülü ortamlar da işitme kaybıyla sonuçlanabilen diğer önemli etkenler arasında yer alıyor.
İşitme kaybının nedenine göre tedavi belirleniyor
Tedaviden başarılı sonuç alınabilmesi için işitme kaybının sebebini ve tipini tespit etmek önem taşıyor. İşitme kayıplarının büyük bir kısmı kulağın temizlenmesi ya da yabancı cismin çıkarılması ve ilaç tedavisi gibi basit yöntemlerle ortadan kaldırılabiliyor. Orta kulakta sıvı olması (zamklı kulak)gibi bazı durumlarda sorun basit bir cerrahi yöntemle düzeltilebiliyor. Erken teşhis edildiğinde doğuştan ya da sonradan ortaya çıkan iç kulak tipi kayıplarda işitme cihazı, bionik kulak (koklear implant) ve özel eğitim ile rehabilitasyon sayesinde çocuğun ileride karşılaşabileceği sosyal ve eğitim sorunlarının önüne geçilebiliyor.