10 soruda ‘aşk’ınızı test edin!
Gözünüz ondan başkasını görmüyor, aklınız fikriniz hep onda ve eski arkadaşlarınızdan uzaklaşarak hep onunla mı görüşüyorsunuz? Siz kendinizi müthiş bir aşık sanabilirsiniz ama yaşadığınızın aşk değil, bir takıntı olma olasılığı da var. Yaşanılan duygu durumunun aşk mı, takıntı mı olduğunu anlamak için kişinin kendisine sorması gereken temel 10 soru bulunur. Bu soruların çoğuna ‘evet’ yanıtı verirseniz ve hakim olan duygusu ‘mutluluk’ değil, ‘huzursuzluğa’ dönüşmüşse, gerektiğinde uzman desteği alınmalı. Tarih boyunca herkesin peşinden koştuğu, anlamını çözmeye çalıştığı, kendince tarif ettiği, filmlere, şarkılara, kitaplara, sanat eserlerine konu olmuş bir duygu durumu; aşk. Aşk nedir? Nasıl olur? Bir kereden fazla aşık olunur mu? Hissedilen duygu aşk mı sevgi mi yoksa takıntı mı? İşte bu soruların cevapları…
Aşk beynin psikolojik yatırımıdır
Beynin psikolojik bir yatırımıdır aşk. Yaşayabileceğimiz en kapsamlı duygusal yaşantı olan sevginin bir alt basamağıdır. Çok daha spesifik ve dorukta yaşanan bir duygudur. İnsanın sevebilme ve üretebilme kapasitesidir. Biyolojik yapısının ötesinde, zihinsel, psikolojik ve sosyal eylemleri içerir. Doğumdan ölüme kadar devam eden sevgi üretme ve sevilme gereksinimini doyurmaya dair bir süreçtir.
Aşk bağışıklığı güçlendirir
Aşık olan kişi etrafına neşe saçarken, öğrenmeye, üretmeye daha açık olur. Kendisini, sorunları çok daha kolay çözecek güçte hisseder, olaylara daha olumlu yaklaşır, etrafa karşı daha ılımlı bir insan haline gelir. Öyle ki; sağlıklı bir aşk, bağışıklığı bile güçlendirir. Aşık bireyin ilk etapta beynindeki dopamin salınımı artar. Bu durum kişiyi daha enerjik, hareketli, coşkulu bir hale sokar. İştah ve uyku ihtiyacında azalma meydana gelir. İlerleyen evrelerde serotonin ve endorfin salınımının artışına bağlı olarak daha sakin, dingin, mutlu bir ruh haliyle beraber motivasyonda, özgüven hissinde, konsantrasyonda artış oluyor. Tabii bu durum, sağlıklı aşkta mümkün. Aşkının karşılığını alamayan, sevdiğini kaybeden, sevme ve sevilme döngüsünde kayıplar yaşayan kişilerde sağlıklı aşktan bahsetmek mümkün olmaz.
Kendisiyle barışık bireyin aşkı da sağlıklı olur
Sağlıklı aşk; kişinin kendine duyduğu sevgiyle ilintilidir. Kendiyle, çevresiyle, yaşamıyla uyumlu ve sağlıklı bir ilişki kurmuş bireyin aşkı da sağlıklı olur, aksi takdirde bir bağımlılığa ve takıntıya dönüşür. Takıntıya dönüştüğünde kişinin işlevselliği ve kişilerarası ilişkilerinde bozulmalar ortaya çıkar. Sadece aşık olunan kişi dışında bir mutluluk ve tatmin kaynağının olmadığına inanan kişi kendine ve çevresine zarar vermeye başlar, depresif duygu durumu, davranış ve kaygı bozuklukları gibi durumlarla karşı karşıya kalabilir. Dopamin salınımındaki azalmaya bağlı olarak iştah ve uyku düzeninde rahatsız edici değişimler, serotonin ve endorfin salınımındaki azalmaya bağlı negatif duygu durumunda artış, iş ve/veya okul performansında düşüş, kişilerarası ilişkilerinde bozulmalar, konsantrasyon sorunları, dikkat dağınıklığı görülebilir. Bağışıklığı iyice zayıflar. Tablonun uzun sürmesi halinde kişi bunlardan kurtulmak, kendini teskin etmek adına alkol-madde kullanımına yönelme tehlikesiyle karşı karşıya bile kalabilir.
Kendinize sormanız gereken aşka dair sorular
Yaşanılan duygu durumunun aşk mı, takıntı mı olduğunu anlamak için kişi kendine bu 10 soruyu sorması gerekir. Çoğuna ‘evet’ cevabı veriyorsa, kişisel ve sosyal hayatında sorunlar yaşıyor, aynı zamanda bu duygu durumuna bağlı psikolojik problemler yaşarsa burada aşktan ziyade bir saplantıdan, takıntıdan bahsetmek doğru. Sağlıklı aşkta da sevilenin kaybedilmesine yönelik kaygı, zihinde kapsadığı alan ve zamanda artış, heyecan mevcuttur ama hakim olan temel duygu mutluluktur. Hakim olan duygu huzursuzluğa dönüştüğünde oradaki sağlıklı aşk değil, takıntıdır! Bu durumda mutlaka bir uzman desteği alınmalıdır.
- Aşık olduğum kişiyi sürekli, her dakika, her saniye düşünüyorum.
- Sürekli onunla iletişim halinde olmak, konuşmak istiyorum. Konsantrasyon sorunları yaşıyorum.
- Her gün görüşmek istiyorum. Görüşemediğimde ilişkimizde problem olduğunu düşünüyorum.
- Eski arkadaşlarımdan, sosyal çevremden uzaklaştım, görüşmüyorum.
- Onunla her konuşmamdan sonra kızdı mı küstü mü diye kaygılanıp, ilişkimin bitmesinden korkuyorum.
- En ufak bir sorun veya tartışmaya tahammülüm yok, ilişkimi kaybedeceğimi düşündürüyor.
- Bana vakit ayırmadığı, telefonu açmadığı, mazeret belirttiği, başka işi olduğu anlarda beni istemediğini, sevmediğini düşünüyorum.
- Okul/iş performansımda düşüş var. Yaptığım işlere konsantre olmakta güçlük çekiyorum.
- “Benimle olmayacaksa kimseyle olmasın” diye düşünüyorum.
- Sevdiğim kişiye bir türlü güvenemiyorum.