Her hastalandığınızda antibiyotik kullanmayın
Antibiyotikler, yüzyıla yaklaşan bir süredir insanlığın mikroorganizmalara karşı kullandığı en önemli silah. Ancak ne yazık ki, yanlış kullanımına bağlı antibiyotik direncinin artması nedeniyle etkili antibiyotiklerin sayısı da gittikçe azalıyor. Yakın gelecekte tedavide kullanılacak seçeneklerin giderek azalması da tüm dünyada endişe yaratıyor.
Antibiyotiği ateş düşürücü olarak kullanmayın
Antibiyotikler hakkında en sık yapılan hata, antibiyotiklerin ateş düşürücü ya da ağrı kesici olarak kullanılmasıdır. Enfeksiyon hastalıkları yaş ya da cinsiyet ayrımı gözetmeden toplumun genelini ilgilendiren hastaneye başvuru nedenlerinin başında geliyor. Dolayısıyla hastalıkların doğru ve uygun tedavisi toplumsal bir önem taşıyor. Bugün enfeksiyon hastalıklarında iyileşme, antimikrobiyal tedavi olarak tanımlanan, mantarlar, bakteriler ve parazitler gibi mikropları öldüren veya çoğalmalarını engelleyen maddeler sayesinde sağlanabiliyor. Antibiyotiklerin çok önemli bir yer tuttuğu bu maddeler içerisinde dezenfektanlar gibi bazı sentetik maddeler de yer alıyor. Hastalığın kronikleşmesinin önlenmesi, hastalık şiddet ve süresinin kısaltılması, antimikrobiyal tedavinin uygun miktarda kullanılmasıyla sağlanabiliyor.
Enfeksiyonlarda akılcı olmayan antimikrobiyal tedavilerin kullanılması sonucu tedavi edilemiyor ve belki de kişi hayatını kaybedebiliyor. Ayrıca gereksiz kullanılan her antimikrobiyal ülke ekonomisine azımsanamayacak ek yük getiriyor.
Antibiyotikler, bakteri enfeksiyonlarında işe yarıyor
İdeal antibiyotik kullanımı, o enfeksiyona yönelik doğru antibiyotiğin en uygun yoldan, etkin dozda, optimum aralıklarla, uygun süreyle verilmesi anlamına geliyor. Bununla birlikte enfeksiyon olmaksızın antibiyotik kullanılması, seçilen antibiyotiğin yanlış olması, dozunun yetersiz veya aşırı olması ve doz aralıklarının uygunsuz olmaması ise antibiyotiklerin doğru kullanılmadığı anlamına geliyor.
Antibiyotikler sadece bakteriyel enfeksiyonlara karşı etkili olabiliyor. Ancak toplumda en sık yapılan hataların başında soğuk algınlığı ve virüslerin neden olduğu enfeksiyonlarda da antibiyotiklere başvurulması geliyor. Hatırlanması gereken en önemli nokta; virüslerin neden olduğu enfeksiyonlarda antibiyotiğin çözüm olmadığı ve diğer insanlara bulaşma riskini ortadan kaldırmadığıdır.
Yanlış kullanım direnç geliştiriyor
Antibiyotiklerin yanlış kullanımı tedavide etkisiz kalınmasının yanında daha büyük bir sorunu da doğuruyor. Antimikrobiyal direnç. Yani, bu mikroorganizmanın neden olduğu enfeksiyonu tedavi etmede ilacın etkisiz hale gelmesi. Bunun sonucunda ise, daha sonra antibiyotiğe ihtiyaç duyulduğunda işe yaramıyor. Hafif bir enfeksiyon bile tedavi edilemediğinden, kişi için çok ciddi sorunlara neden olabiliyor. Bu durum sadece kullanan kişi için değil, sonradan dirençli bakteriye yakalanma riski olan tüm toplum için tehlike oluşturuyor. Antibiyotik direncinin artması nedeniyle etkili antibiyotiklerin sayısı gittikçe azalıyor. Yakın gelecekte tedavide kullanılacak antibiyotik seçeneklerinin giderek azalması olası.
Reçetesiz antibiyontik kullanılmamalı
Toplum genelinde en çok yapılan hatalardan biri de, antibiyotiklerin ateş düşürücü veya ağrı kesici amacıyla kullanılması oluyor. Bu nedenle hekim reçete etmedikçe antibiyotiklerin kullanılmaması gerekiyor ve hatta antibiyotiğin gerçekten gerekip gerekmediği de kişi tarafından sorgulanmalı. Aynı zamanda, antibiyotik yazılması konusunda hekime baskı yapılmaması da önem taşıyor. Özellikle grip ya da nezle gibi virüslere bağlı solunum yolu enfeksiyonlarında antibiyotiklerin tedavide yeri olmadığı unutulmamalı ve kişi kendisini iyi hissetse bile tedaviyi hekimin belirttiği süreden önce sonlandırmaması gerekiyor. Uygun antibiyotik kullanımı hem bireysel hem de toplumsal bir sorumluluk.