Akran zorbalığının iki yüzü
Taraflar arasında bir güç eşitliğinin bulunmadığı ve süreklilik gösteren rahatsızlık ya da zarar veren tüm saldırgan davranışlar zorbalık olarak adlandırılır. Bir kişinin ya da bir grubun sahip olduğu sosyal gücünü kendilerinden daha zayıf gördükleri bir kişiye karşı göstermesi ve bununla beraber kişinin kendi gücünü kanıtlama doğrultusunda yaptığı, sürekliliği olan tüm psikolojik ve fiziksel baskı türlerine ise akran zorbalığı denir. Özellikle okul çağındaki çocuklarda yaygın olarak görülen akran zorbalığı her okul kademesinde görülür ve küçük yaşlardan itibaren fark edilebilir.
Akran zorbalığında gruplaşma olur
Akran zorbalığının en temel özellikleri; kendilerine benzer saldırgan davranış gösterenler, zayıf gördükleri gruba ya da kişilere karşı grup oluşturur. Bu durum ise olumsuz davranışlarının pekişmesinin nedenidir.
Akran zorbalığının nedenleri
Akran zorbalığının birçok nedeni olabilmekle beraber bu tip davranışlara sahip olan çocukların aile problemlerinin daha fazla olduğu düşünülür. Ailenin, çocuğuna karşı problem çözme yöntemi olarak fiziksel cezalandırmalarda bulunması ve disiplin yöntemi olarak katı bir tutum içerisinde olması akran zorbalığının oluşmasında önem taşır. Ayrıca onay ve sevgi ihtiyacının yeterince karşılanmadığı ailelerde büyüyen çocuklarda empati duygusunun zayıf olmasının yanı sıra akranları ile uyum gösterme ve yakınlık kurmak konusunda zorluk yaşanır. Bu sebeple öğrenmiş oldukları etkisiz problem çözme yöntemini kendi akran çevresine yansıtıp onlara karşı güç elde etmeye çalışırlar.
Hangi davranışlar akran zorbalığıdır?
Zorbalık doğrudan ve dolaylı şekilde olmak üzere ikiye ayrılır. Doğrudan fiziksel zorbalıkta şu davranışlar görülür:
- Vurma
- Tekmeleme
- Kendisine ait olmayan eşyalara zarar verme
- Kurbanın özel yerlerine dokunma
- Saç çekme, vb.
Doğrudan sözel zorbalıkta ise şunlar görülür:
- Aşağılama
- Hakaret
- Küfür etme
- Alay etme
- Lakap takma, vb.
Dolaylı zorbalık ise; kişiye doğrudan yöneltilen olumsuz davranışlardan ziyade bir grup tarafından dışlama, yalnız bırakma, yokmuş gibi davranma, konuşmama, kişi ile ilgili dedikodu yayma şeklinde oluşan duygusal şiddet içerikli davranışları kapsar. Zorbalık düzeyi kurbanın maruz kaldığı davranış şekilleri, davranışın sıklığı, diğer çocukların bu duruma karşı tutumuna bağlı olarak değişebilir.
Çocuk akran zorbalığına maruz kalırsa…
Zorbalığa maruz kalan çocuklar kaygı, panik, çaresizlik, üzüntü duyguları içerisinde olabilir. Çoğunlukla bu durumu kimseyle paylaşmazlar. Çünkü paylaştıkları takdirde zorbalığın dozunun artacağına yönelik korku taşırlar. Bu sebeple bu ortama maruz kaldığı yerden uzaklaşma gibi birtakım kaçınma davranışları oluşabilir. Bu durum çocuğun okula gitmek istememesine, okul dışında bu problem yaşanıyorsa; akran çevresindeki oyunlardan veya gruplardan uzaklaşmasına neden olur. Zorbalığa maruz kalmayan ancak buna şahit olan çocuklar ise bu duruma tepki göstermeyerek zorba davranış gösteren kişinin davranışının pekişmesine ve devam etmesine imkan tanımış olurlar.
Zorba çocuğun davranış biçimi nasıldır?
Zorba davranışlarda bulunan çocuklar saldırgan davranışlar içerisinde bulunan, fiziksel gücünü kanıtlama ve kasıtlı olarak sürekli bir biçimde zarar verme davranışı gösterirler. Bu kişiler psikolojik olarak değerlendirildiğinde empati kurmakta zorluk çeken, genelde arkadaş çevrelerinde popüler olan, karşısındaki kurbana karşı düşmanca hisleri bulunan ve bu hislerini kontrol edemeyen bir ruh hali içerisindedir.
Zorbalık gösteren çocuğun ailesi ne yapmalıdır?
Zorba davranış gösteren çocuğun ailesi öncelikle bu davranışı cezalandırmamalı ve ebeveyn tutumları içerisinde bu davranışa sebep olabilecek ya da tetikleyebilecek herhangi bir durumun olup olmadığını gözden geçirmelidir. Çocuğunun olumsuz davranışına destek verme, onaylama gibi davranışlardan kaçınarak okul ile iş birliği halinde ve gerekli olduğu takdirde bir uzmandan destek almalıdır. Zorbaca davranış gösteren çocuğun bu davranışları yansıtmasına neden olan duyguları ve hissettikleri üzerinde durulması ve ailenin de bu destek esnasında hatalı tutumlarını düzeltmesi önemlidir. Ailenin de bu yönde destek sağlaması faydalı olur.
Zorbalığa maruz kalan çocuğun ailesi ne yapmalıdır?
Zorbalığa maruz kalan çocukların ise öncelikle bu konuyu anlatmaya hazır olup olmadığı konusunda emin olunmalı. Çocuğun gerektiği noktalarda güvende olduğu duygusunu hissettirerek durumun ne kadar zamandır, nerede, nasıl ve kimler tarafından gerçekleştiği yönünde bilgi aktarması için teşvik edilmesi gerekir. Ancak unutulmamalıdır ki; bu noktada ebeveynler olarak duygu kontrolünün sağlanmış olması çocuğun kaygısını ve korkusunu arttırmamak adına önemlidir. Aile, okul ve diğer ebeveynlerle bu konu üzerinde çözüm yollarını belirlemelidir. Son olarak durumla ilgili çocuğunun kendisini koruyamaması yönünde olumsuz eleştirilerden ve zorbaca olan davranışa aynı şekilde karşılık vermesi yönünde teşvik edici cümlelerden kaçınması gerekir.
Çocuğunuz okula gitmek istemiyorsa…
Zorbalığa maruz kalan çocuklar yaşadıkları endişe, korku ve yaşadıkları zorbalığın sürekliliğinin olması sebebiyle okula gitmek istemeyebilir. Bu durumda çocuğun okula gitmesine engel olan düşünceleri ve duygularını ifade etmesine olanak tanımalı, gerekli olduğu durumlarda kimden yardım alabileceği konusunda çocuğu bilgilendirmeli. Onun okul, öğretmen ile işbirliği içerisinde bu ortamı oluşturan durumlar ile ilgili önleyici çalışmaların yapılması konusunda yönlendirilmeleri gerekir.
Okul ve öğretmenlerin tutumu kritik
Zorbalık ile ilgili olarak okul rehberlik biriminin önleyici rehberlik çalışmaları katkı sağlayabilir. Öğrencilerin hangi davranışların zorbalık kapsamı içerisine girdiğini bilmesi ve farkında olması, aynı zamanda bu gibi durumlarda neler yapacağı konusunda bilgi sahibi olması da farkındalıklarının artmasını sağlar. Ayrıca okul içerisinde zorba davranışlar göstermenin okul tarafından olağan karşılanmaması ise zorba davranışlar sergileyecek çocuklar için önleyici olur. Aynı zamanda ebeveyn tutumları ile ilgili olarak çeşitli seminerlerin yapılması, bu gibi durumlarda ailelerin yaklaşımlarının nasıl olması gerektiği noktasında bilgi verilmesi de önem taşır. Öğretmenler bu şekilde davranış sergileyen kişilerin aileleri ile irtibat halinde olmalı, maruz kalan çocukları ise bu durumda neler yapacağı yönünde teşvik ederek okulda güvende olduklarına yönelik desteklemelidir.
Ne uzman desteği alınmalı?
Zorba çocuğun ailesinin aldığı önlemler ve okul ile yapılan iş birliği bir çözüme ulaşmadığı ve davranışın değişimde, sıklığında ve sürekliliğinde farklılık olmaması halinde uzman desteği alınmalıdır. Bu davranışın altında yatan sebepler araştırılmalı ve bunlar üzerine çalışılmalıdır. Mağdur çocuğun ise duygu durumunda bir değişim yaşanmaması, korku, endişe ve panik duygularının devam etmesi, okulda kendini güvende hissetmemesi, bu durumla baş etme konusunda yetersizlik yaşaması ve günlük yaşantısındaki işlevselliğini etkilemesi halinde uzman desteği alması önerilir. Bu sayede çocuğun maruz kaldığı bu gibi durumlarda daha sağlıklı davranış ve duygu yönetimi ile baş etme becerileri gelişir.