Yazı İçeriği

Akciğer kanseri yapısal olarak normal akciğer dokusundan olan hücrelerin ihtiyaç ve kontrol dışı çoğalarak akciğer içinde bir kitle (tümör) oluşturmasıyla başlar. Burada oluşan kitle öncelikle bulunduğu ortamda büyür, daha ileriki aşamalarda ise çevre dokulara veya dolaşım yoluyla uzak organlara (karaciğer, kemik, beyin, vb) yayılarak hasara yol açar. Akciğer kanseri hem kadın hem erkeklerde kansere bağlı ölümlerde birinci sırada yer alır.

Akciğer kanseri ileri aşamalara gelinceye kadar önemli bir belirtisi olmayabilir. Akciğer kanserinin belirtileri şunlardır; sigara kullanan ve buna bağlı kronik bronşiti olan bir kişinin mevsimsel öksürük ve balgam şikayetleri, balgamda kan görülmesi, nefes darlığı, göğüs ağrısı. Ancak hastalığın ilk aşamalarında bunların hiçbiri olmadan iştahsızlık, halsizlik, kilo kaybı, terleme gibi belirtiler görülebilir. Bazı durumlarda ise, karaciğer, böbreküstü bezi ve kemik gibi uzak organ tutulumlarına bağlı belirtiler de ortaya çıkabilir.

Akciğer tanısında kullanılan yöntemler; radyolojik incelemelere (Akciğer grafisi, bilgisayarlı tomografi, manyetik rezonans görüntüleme, PET, BT) ek olarak balgam örneği incelenmesi, bronşların endoskopik olarak değerlendirilmesi (bronkoskopi), bronkoskopik veya göğüs duvarından yapılan biyopsi, mediastendeki lenf bezlerinin değerlendirilmesi için mediastinoskopi ve video yardımlı torakoskopik cerrahidir.

Akciğer kanserinin tanısı, çoğu zaman tesadüfen veya başka bir hastalık nedeniyle yapılan incelemeler sırasında ortaya çıkıyor. Akciğer kanseri, yakın bölgelerdeki lenf düğümlerine veya başka organlara yayılmadan önce nadiren belirti verdiğinden kişilerin sadece bir kısmına erken tanı koyulabiliyor. Akciğerinde kitle görülen kişilere akciğer röntgeni ile BT çekiliyor, elde edilen üç boyutlu görüntü ile kitleye nasıl ulaşabileceğine karar veriliyor. Kişiye bronskopi uygulanarak, akciğer biyopsisi yapılıyor. Bronskopi; ince, bükülebilir bir tüple kişinin akciğerine ulaşılıp, iğneyle parça alındığı bir işlemdir. Kanser tanısı bu biyopsi örneğinin patalojik incelemesi sonunda kesinleşir.

Akciğer kanseri tanısı konulduktan sonra; öncelikle hastalığın yaygınlığı veya evresi belirlenmelidir. Akciğer kanseri 4 evreye ayrılır. Erken evrelerde (1-2) cerrahi yöntem uygulanır. Evre 3 ve 4 te ise kemoterapi, radyoterapi veya kemoradyoterapi tedavileri yapılabilir. Tedavi sonrası, kişiler düzenli olarak kontrole gider. En erken evrede olan kişilerde, cerrahi tedavi sonrası beş yıllık sağ kalım oranları yüzde 80’lere ulaşabilir. Bu nedenle akciğer kanseri vakalarında erken tanı konulması ve cerrahi tedavi uygulanabilmesi çok önemlidir.

Artan sigara içme oranları nedeniyle akciğer kanseri erkeklerde birinciliği elinden bırakmıyor. Akciğer kanseri kansere bağlı ölümlerin başında geliyor ve her yıl yaklaşık bir milyon 300 bin kişi bu hastalık yüzünden hayatını kaybediyor. İyi olan bir gelişme ülkemizde sigara yasağından sonra akciğer kanserlerinde azalma kaydedilmesi. Bu konuda duman altı olanlar da risk grubunda bulunuyor