Yazı İçeriği

Ağız Yarası Nedir?

Ağız Yarası Neden Olur?

Ağız Yarası Belirtileri Nelerdir?

Ağız Yaraları Nasıl Teşhis Edilir?

Ağız Yarası Nasıl Geçer?

Ağız Yarasına İyi Gelen Ev Çözümleri

Çocuk ve Bebeklerde Ağız Yarası Nasıl Geçer?

Ağız Yarası Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Ağız Yarası Nedir?

Ağzın iç kısmında oluşan, konuşurken ya da yemek yerken rahatsızlığa neden olabilen yaralar ağız yarası olarak adlandırılır. Farklı nedenlere bağlı olarak gelişebilen ağız içi yaralar, bazı kişilerde sıkça tekrarlayan bir sorundur.

Ağız yaraları; ağzın alt kısmı, yanakların iç kısmı, diş etleri, dudaklar ve dil dâhil olmak üzere ağzın herhangi bir yerinde oluşabilir. Bu yaralar, genellikle 5 mm'den küçük olmakla beraber bazı kişilerde altta yatan hastalık nedenine göre daha büyük de olabilir. Ayrıca ağızda tek bir yara olabileceği gibi küme hâlinde de oluşabilir.


Ağız Yarası Neden Olur?

Ağız yarası, herpes simpleks gibi virüsler, frengi, ağız içi ülseri, diş eti yaraları, kırılmış ve bakımsız dişler gibi nedenlere bağlı oluşabilir. Ağzı tahriş eden asitli yiyecekler ile şeker tüketimi de yara oluşumuna zemin hazırlar.

Ağız yarasının en sık görülen nedenleri şu şekilde sıralanabilir:

  • Viral enfeksiyonlar
  • Aftöz ülser (AFT)
  • Stres
  • Uyku düzensizliği
  • Yetersiz beslenme
  • Diş ve diş eti yaraları
  • Asitli yiyecekler
  • Diş macunu ve gargara
  • Tütün kullanımı
  • İlaç kullanımı
  • Sistemik hastalıklar (Behçet hastalığı, Crohn, ülseratif kolit vb.)

Viral Enfeksiyonlar 

Ağız yaraları bulaşıcı virüslerle ortaya çıkabilir. Ağız yaraları arasında en sık rastlanan durumlardan birisi, herpes simpleks virüsü nedeniyle ortaya çıkan uçuklar ve damak ülserleridir.

Ağız yaralarına neden olan virüsler arasında hem suçiçeğine hem de zona olarak bilinen cilt rahatsızlığına neden olan varicella zoster virüsü de bulunur. Bu virüs ağzın bir tarafında yaralar oluşmasına neden olabilir. Bu yaralar iyileşse dahi, ağrı aylarca ya da yıllarca devam edebilir, hatta kalıcı olabilir.

Frengi enfeksiyonunun ilk aşamasında da dudaklarda, dilin ucunda, diş etlerinde ya da bademciklerin yakınında yaralar ortaya çıkabilir. Küçük kırmızı lekeler olarak başlayan bu yaralar kırmızı, sarı veya gri renkte olabilen daha büyük açık yaralara dönüşür. 

AFT Yaraları

Ağız mukozasında yaygın görülen bir ülser olan aft yaraları, oral veya genital mukoza zarlarında ağrıya neden olan bir durumdur. Beyaz ağız yarası şeklinde gözükebilen ve aftoz, aftöz stomatit ve aftöz yaralar da denen bu yaralar herkeste görülebilir. İnsanların %20'sinde bir veya daha fazla aftöz ülser meydana gelir. İlk olarak çocukluk veya ergenlik döneminde ortaya çıkan aft yaraları en çok ergenlerde ve 20'li yaşlardaki bireylerde görülür. Aft çıkma olasılığı erkeklere kıyasla kadınlarda daha yüksektir. 

AFT yaraları; Behçet hastalığı gibi sistemik bir hastalığın ya da çölyak hastalığı, Crohn hastalığı ve ülseratif kolit gibi gastrointestinal bozuklukların ilk belirtilerinden biri olabilir. Bununla beraber aft yaralarının neden geliştiği henüz net olarak bilinmemektedir. Ancak aftöz ülseri olan bireylerin yaklaşık %40'ının ailesinde de aftöz ülser öyküsü vardır. Bazı araştırmalar, bağışıklık sisteminin birtakım dış etkenler nedeniyle mukozal dokudaki bir proteine karşı anormal tepki verdiği için aft oluştuğunu öne sürer. Ayrıca duygusal stres, uykusuzluk, besin eksiklikleri, çikolata dâhil olmak üzere bazı yiyecekler, diş macunları ve ilaçlar ya da hormonal değişikliklerin yaşandığı âdet dönemi de aft yaralarına yol açabilen faktörler arasındadır.

Ağız yarası neden olur?

 

Diş ve Diş Eti Yaraları

Diş ve diş eti yaraları, ağızda sıkça görülen sorunlar arasında yer alır. Diş eti iltihabı olarak ortaya çıkabilen bu durum diş etlerinde şişme ve kanama gibi problemlere neden olabilir. Diş eti iltihabının belirtileri genellikle erken evrelerde fark edilmez. Ancak diş etlerinin çekilmesi veya iltihaplanması, fırçalama veya diş ipi kullanımı sırasında kanamaya ve ağız kokusuna neden olabilir.

Diş eti iltihabı tedavi edilmediğinde periodontal hastalığa yol açabilir. Bu hastalık, dişlerde ve diş etlerinde plak birikmesinden kaynaklanır. Diş etlerinin şişmesine ve çekilmesine neden olup diş kaybına da yol açabilir. 

Yaralanma ve Tahriş

Ağızda oluşan yaralanmalar, kabarcıklara (veziküller veya büller) ve ülserlere neden olabilir. Örneğin kırık ya da keskin dişler veya tam oturmayan takma dişler yanağın iç kısmının kazara ısırılmasına yol açabilir. Bu durumda genellikle bir kabarcığın dış kısmının parçalanmasıyla dil yarası veya ülser oluşumu meydana gelebilir. 

Ağzı tahriş eden ya da alerjik reaksiyona neden olan çeşitli yiyecekler ve maddeler de ağız yaralarının nedenleri arasındadır. Tarçın aroması, asitli yiyecekler, diş macunu, gargara, bazı şekerlerin ve sakızın içerisinde bulunan birtakım bileşenler ağzı tahriş ederek yara oluşumuna zemin hazırlayabilir.

Tütün Kullanımı

Düzenli olarak tütün kullananlarda ağız yaraları başta olmak üzere çeşitli rahatsızlıklar ortaya çıkabilir. Ağzın iç kısmında çıkan yaralar, tütün ürünlerinde doğal olarak bulunan tahriş edici maddelerden, toksinlerden ve kanserojenlerden kaynaklanabilir. Bununla beraber tütün ağzın iç tabakasını kurutabilir, ağız içi sıcaklık değerlerini etkileyebilir ve asit değişikliklerine neden olabilir. Tüm bu faktörler de ağız yaralarının ortaya çıkmasına yol açabilir.

Tütün kullanmak vücudun bağışıklık sistemini de olumsuz etkilediğinden viral, bakteriyel veya fungal (mantar gibi mikroorganizmalardan kaynaklanan) enfeksiyonlara karşı direncin azalmasına ve ağız yaralarının gelişmesine zemin hazırlayabilir. 

İlaçlar ve Radyasyon Tedavisi

Kanser tedavisinin de oral komplikasyonlara yol açma ihtimali vardır. Kemoterapi ve radyasyon tedavisi ağzın iç astarında ve tükürük bezlerinde değişikliklere neden olabilir. Bu değişiklikler ağzın içerisindeki bakteri popülasyonunun dengesini bozabilir. Bu dengenin bozulmasıysa ağız yaralarına, enfeksiyonlara ve diş çürümesi başta olmak üzere birtakım sağlık sorunlarına yol açabilir. Kemoterapi ve radyoterapi dışında ağız içerisinde yaralara neden olabilecek beta blokerler ve kanser ilaçları bulunabilir.

Sistemik Hastalıklar

Ağız yaralarına neden olabilen birçok sistemik hastalık mevcuttur. Bunlardan biri olan Behçet hastalığı; göz, genital bölge, cilt, eklemler, kan damarları, beyin ve gastrointestinal sistem başta olmak üzere vücudun pek çok bölgesini etkiler. Ayrıca bir tür alerjik reaksiyon olan Stevens-Johnson sendromu da ciltte kabarıklıklara ve ağız yaralarına yol açabilir. 

Ülseratif kolit ve Crohn hastalığı gibi inflamatuvar bağırsak hastalıkları bazı kişilerde ağız yarasına neden olabilir. Gluten intoleransından kaynaklanan çölyak hastalığı olan kişilerde de sıklıkla ağız yaraları gelişebilir.

Bir cilt hastalığı olan liken planus, nadiren de olsa ağız yaralarına neden olabilir. Ancak bu yaralar cilttekiler kadar rahatsız edici değildir. Pemfigus vulgaris ve büllöz pemfigoid de ağızda kabarcıkların oluşmasına neden olabilen cilt hastalıkları arasındadır. Tüm bu hastalıklar uzun süre devam eden ve tekrarlayan ağız yaralarına yol açarak bireyin yaşam kalitesini büyük oranda etkileyebilir. 

Ağız Yarası Belirtileri Nelerdir?

Ağız yarası belirtileri; ağız içinde kızarıklık ve şişlik, diş fırçalama ve yemek yeme esnasında acı, tuzlu ve ekşi yiyecekler tüketimi sırasında yanma, ağrı ve hassasiyet gibi durumlarla ortaya çıkar. 

Ağız yarası belirtileri arasında şunlar yer alır:

  • Ağızda kırmızı ve şiş yaralar,
  • Ağızda beyaz ve gri renkli lekeler,
  • Kenarları kırmızı; ortası beyaz, sarı veya gri renkte ağız yaraları,
  • Yemek yerken veya diş fırçalarken ağrı 
  • Konuşma zorluğu,
  • Tuzlu, ekşi veya baharatlı yemeklerde yanma hissi.

Ağızda Kırmızı ve Şiş Yaralar

Ağız içinde meydana gelen kırmızı ve şiş yaralar genellikle iltihaplanma belirtisidir. Bu yaralar, yemek yerken veya konuşurken rahatsızlık ve ağrıya neden olabilir.

Ağızda Beyaz ve Gri Renkli Lekeler

Ağızda oluşan beyaz ve gri lekeler, genellikle enfeksiyon ya da bağışıklık sistemine bağlı reaksiyonlardan kaynaklanabilir. Bu lekeler, ağrısız olabilir fakat bazı durumlarda hassasiyet yaratabilir.

Ortası Sarı veya Gri Renkte Ağız Yaraları

Bu tür yaralar, ağızda en sık görülen yaralar arasında olup kenarları kırmızı bir iltihap belirtisi gösterebilir. Ortadaki beyaz, sarı ya da gri renkler genellikle yaranın iyileşme sürecinin bir parçasıdır.

Yemek Yerken ve Diş Fırçalarken Ağrı

Ağızda oluşan yaralar, yemek yeme, konuşma ya da diş fırçalama sırasında keskin bir ağrıya neden olabilir. Bu durum günlük yaşamı etkileyerek, ağız hijyenini zorlaştırabilir.

Konuşma Zorluğu

Ağız yaralarının sebep olduğu ağrı ve rahatsızlık, kişinin konuşmasını zorlaştırabilir. Yaraların şiddetine bağlı olarak, konuşma sırasında dil ve dudak hareketlerinde kısıtlama yaşanabilir.

Tuzlu, Ekşi veya Baharatlı Yemeklerde Yanma Hissi

Ağız yaraları, özellikle tuzlu, ekşi ya da baharatlı yiyecekler tüketildiğinde şiddetli bir yanma hissi yaratabilir. Bu durum, yaraların tahriş olmasına ve iyileşme sürecinin uzamasına neden olabilir.

Ağız Yaraları Nasıl Teşhis Edilir?

Ağız yarasının teşhis edilmesi için mutlaka bir doktora danışmak gerekir. Doktorlar önce hastanın semptomları ve tıbbi sağlık geçmişi hakkında birtakım sorular sorar. Ayrıca yiyecek, ilaç ve diğer maddelerin (tütün, kimyasallar, diş macunu, gargara, metal, duman, toz gibi) tüketimi veya bu maddelere maruz kalınıp kalınmadığı hakkında da sorular yöneltirler. Ağız yaralarına neden olabilecek tüm hastalıkların, ağız yaraları için risk faktörü olan HIV enfeksiyonu gibi rahatsızlıkların bilinmesi gerekir.

Doktorlar daha sonra fiziksel muayene yapar. Bu muayene esnasında ağız detaylı bir şekilde incelenir ve yaraların yeri ve görünümü not edilir. Ardından ağzı etkileyebilecek sistemik rahatsızlık belirtilerinin olup olmadığına bakılır. Cilt, gözler ve genital organlar yara, kabarcık veya kızarıklık açısından incelenebilir. Böylece vücudun farklı yerlerindeki belirtiler ve ağız içi yaralar arasında herhangi bir bağlantı olup olmadığı tespit edilebilir. Bağlantı olması durumunda ağız içi yaralara neden olabilecek hastalıklar teşhis edilebilir.

Fiziksel muayene ve bireyin hastalık öyküsünde elde edilen verilere göre ileri tanı için birtakım testler yapılabilir. Ağız yaraları olan ve sistemik bir hastalık için herhangi bir belirti ya da risk faktörü taşımayan kişiler için genellikle teste ihtiyaç duyulmaz. Ancak ağız yaraları tekrarlayan veya geçmeyen bireylerde çeşitli kan testleri yapılabilir. Nedeni tespit edilemeyen kalıcı yaralardaysa biyopsi yapılabilir.

Ağız Yarası Nasıl Geçer?

Ağız yaralarında ilk olarak altta yatan nedenin tedavi edilmesi gerekir. Tahriş edici yiyecekler veya birtakım maddeler ağız yarasına neden oluyorsa bu alışkanlıklardan kaçınmak önemlidir. Bakteriyel enfeksiyonlar için de antibiyotik tedavisiyle birlikte ağız yaralarına neden olan maddelerden veya ilaçlardan kaçınmak önerilir.

Ağız yarası kremi gibi topikal tedaviler, vücudun etkilenen bölümüne doğrudan uygulanan maddelerdir. Ağız yaraları için topikal tedaviler anestezikleri ve ağız koruyucuları içerebilir. Ayrıca lazer ya da kimyasallarla yakma işlemi de uygulanabilir.

Tedavide anestezik ağız gargarası da kullanılabilir. Ancak ağız gargaraları ağzı ve boğazı uyuşturduğu ve bu nedenle yutmayı zorlaştırabileceği için gargara kullanan çocukların yemek yerken takip edilmeleri son derece önemlidir. Böylece çocukların boğulmasına yol açabilecek sorunların önlenmesi mümkün hâle gelir. Bu gargaraları kullanan kişiler, toksik etkilerden kaçınmak için bunları yalnızca önerilen dozlarda kullanmalıdırlar. Ayrıca ağız yaralarını kötüleştirebilen alkol içeren ağız gargaralarından da kaçınmak gerekir.

Yara enfeksiyondan kaynaklanmıyorsa genel olarak tüm yaralara uygulanabilen iltihaplanmayı azaltmada etkili olan bir gargara veya jel de reçete edilebilir. Ayrıca bazı ağız yaralarında lazer tedavisi de uygulanabilir. Rahatsız edici düzeyde olan ağrıyı kısa süre içerisinde hafifleten bu tedavi, genellikle yaraların tekrarlamasını önler. 

Ağız yarasına iyi gelen şeyler arasında tuzlu su ile gargara bulunur.

Ağız Yarasına İyi Gelen Ev Çözümleri

Aşırı sıcak, tuzlu, ekşi ve baharatlı gıdalardan kaçınma, tuzlu ve soğuk suyla gargara, karbonatlı su ile gargara, bal ve aloe vera kullanımı ağız yarasına iyi gelen çözümler arasındadır. 

Ağız yaralarına iyi gelen yöntemler şunlardır: 

  • Tuzlu su ile gargara
  • Bal 
  • Aloe vera jeli
  • Hindistancevizi yağı
  • Papatya çayı
  • Elma sirkesi
  • Buz uygulaması
  • Karbonat ile gargara
  • Adaçayı ile gargara
  • Karanfil yağı
  • Ağız hijyenini korumak

Tuzlu Su ile Gargara

Tuzlu su ile gargara yapmak, ağız yaralarının hızlı iyileşmesine yardımcı olan en yaygın yöntemlerden biridir. Tuz, yaraların kurumasını sağlayarak bakterilerin üremesini engeller ve iyileşme sürecini hızlandırır.

Bal

Balın güçlü antibakteriyel ve anti-inflamatuar özellikleri ağız yaralarının iyileşmesini hızlandırabilir. Yaralara birkaç kez bal uygulamak, şişliği azaltır ve enfeksiyonu önler.

Aloe Vera Jeli

Aloe vera jeli, iltihaplanmayı azaltıcı ve mikroplara karşı koruyucu özelliklere sahiptir. Taze aloe vera jelini ağız yaralarına uygulamak, ağrıyı hafifletir ve iyileşme sürecini hızlandırır.

Hindistancevizi Yağı

Hindistancevizi yağı, antibakteriyel ve iltihap önleyici özellikleri sayesinde ağız yaralarının iyileşmesine yardımcı olabilir. Ayrıca, yaraların çevresindeki şişliği azaltarak enfeksiyonun yayılmasını engeller.

Papatya Çayı

Papatya çayının sakinleştirici ve iltihap giderici özellikleri vardır. Soğutulmuş papatya çayı ile gargara yapmak, ağız yaralarının neden olduğu ağrıyı hafifletir ve iltihaplanmayı azaltır.

Elma Sirkesi

Elma sirkesi, ağız yaralarına neden olan bakterileri yok etmeye yardımcı olabilir. Ancak, asidik yapısı nedeniyle dikkatli kullanılmalı ve seyreltilmiş olarak gargara yapılmalıdır.

Buz Uygulaması

Buz, yaraya doğrudan uygulandığında ağrıyı dindirir ve şişliği azaltır. Bu basit yöntem, geçici rahatlama sağlar ve yaraların iyileşme sürecini destekler.

Karbonat ile Gargara

Karbonat, ağız yaralarının tedavisinde etkili bir yöntemdir. Ağızdaki pH dengesini düzenler ve iltihabı azaltarak yaraların daha hızlı iyileşmesine yardımcı olur.

Adaçayı ile Gargara

Adaçayının doğal antibakteriyel özellikleri, ağız yaralarının iyileşmesini destekler. Adaçayı ile yapılan gargara, yaraların hızla iyileşmesine katkı sağlar ve ağızdaki bakterileri yok eder.

Karanfil Yağı

Karanfil yağı, doğal bir ağrı kesici olup aynı zamanda antibakteriyel özellikler taşır. Yaralara doğrudan uygulanarak ağrıyı hafifletebilir ve enfeksiyonu önleyebilir.

Ağız Hijyenini Korumak

Ağız hijyenine dikkat etmek, ağız yaralarının oluşumunu engellemenin en önemli yollarından biridir. Yumuşak kıllı bir diş fırçası ve sodyum lauril sülfat içermeyen diş macunu kullanmak yaraların tahriş olmasını önler.

Ağız yaraları önemli nedenlerden kaynaklanmadığında evde uygulanabilecek bazı tedavilere başvurmak mümkündür. Bununla beraber evde uygulanacak her tedavi işe yaramayacağı için doğru yöntemi bulmak önemlidir. Yumuşak bir fırçayla sık sık nazikçe diş fırçalama ve tuzlu suyla durulama yaraların enfekte olmasını önlemeye yardımcı olabilir. Asitli veya çok tuzlu yiyeceklerden ve tahriş edici diğer maddelerden kaçınarak da ağrı hafifletilebilir.

Çocuk ve Bebeklerde Ağız Yarası Nasıl Geçer?

Yetişkinlerde olduğu gibi çocuklarda da ağız yarası tedavisi için pek çok yöntem uygulanır. Çocuklarda ağız yarasına neden olabilen faktörlerden uzak durmak ve enfeksiyon varsa bunu tedavi edecek ilaçlar reçete etmek gerekir. Yetişkinlerde olduğu gibi doktorlar ileri testler uygulayarak sistemik bir hastalığı teşhis edebilir ve buna yönelik tedavi uygulayarak ağız yaralarını iyileştirebilirler. Özellikle sistemik rahatsızlıklar yetişkinlerdeki gibi çocuklarda da ağız içerisinde birtakım belirtilerin ortaya çıkmasına yol açabilir.

Bebeklerde ağız yarası tedavisinde bağışıklık sistemini destekleyecek yöntemler de kullanılabilir. C vitamin, bağışıklık sisteminin normal fonksiyonlarını sürdürmesine yardımcı olan önemli bir besin ögesi olduğundan takviyeler faydalı olabilir. Takviyeler hem bebeklerde hem çocuklarda bağışıklığı artırabilir ve vücuda yaraya neden olan enfeksiyonla savaşacak gücü verebilir.

Ağız yaralarından tamamen kaçınmak, özellikle de bu yaralar genetik nedenlerden kaynaklanıyorsa, zor olabilir. Ancak yaraların neden olduğu ağrıyı ve acıyı azaltmak, sık sık tekrarlanmalarını önlemek için alınabilecek bazı önlemler de vardır. Örneğin çocukların yumuşak kıllı bir diş fırçasıyla dişlerini fırçalarken daha nazik olmalarını sağlamak ve fırçanın kaymamasına dikkat etmek önemlidir. Çocukların patates cipsi ve fındık gibi hassas ağız dokularına zarar verebilecek yiyecekleri daha az tüketmeleri de faydalı olabilir. Ancak çocuklarda ağız yaralarını tedavi etmek için diş hekimine veya çocuk doktoruna danışmadan topikal jelleri ya da ilaçları kesinlikle kullanmamak gerekir. 

 

Ağız Yarası Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Ağız yarası hangi vitamin eksikliğinde olur?

Ağız yaraları genellikle B vitamini eksikliğinden kaynaklanır. Tekrarlayan ağız yarası olan bireylerin yaklaşık %28'inde B1, B2, B6 vitamini veya bu vitaminlerden birkaçında eksiklik olabileceğini gösteren çalışmalar mevcuttur. Ayrıca ağız yaraları demir eksikliğinde de ortaya çıkabilir veya demir eksikliği bu yaraların çıkış sıklığını artırabilir. Bu vitamin eksiklikleri yetersiz beslenmeden kaynaklanabilir ya da altta yatan bir rahatsızlık vitamin metabolizmasını olumsuz etkileyebilir.

Ağız yarası nasıl geçer?

Ağız yarası tedavisinde birden fazla yöntem kullanılabilir. Bu yöntemler, yaranın tipine ve altta yatan nedene göre belirlenir. Antibiyotikten lazer tedavisine kadar pek çok yöntemle ağız ülserleri iyileşebilir. Bu noktada hangi tedavinin işe yarayacağına bir doktorun karar vermesi gerekir.

Ağız yarasına ne iyi gelir?

Ağız yarasına iyi gelen tedavi yöntemleri altta yatan nedene göre değişir. Bazı ağız yaraları için antibiyotik kullanılırken bazı yaralar gargara gibi semptomatik tedavilere cevap verir. Doğru tedavi için doktora danışmak büyük önem taşır.

Çocuklarda ağız yarası nasıl geçer?

Çocuklarda ağız yarasının geçmesi için evde uygulanabilecek bazı tedavilerden ve ilaç tedavilerinden yararlanmak mümkündür.

Ağız yarası için hangi doktora gidilir?

Ağız yarasının nedenine bağlı olarak danışılacak hekim değişiklik gösterebilir. Ancak ilk aşamada teşhis için kulak, burun boğaz doktoruna ya da bir diş hekimine başvurulabilir.

1 aydır geçmeyen ağız yarası neden olur?

Ağızda oluşan yaraların büyük bir kısmı kendiliğinden iyileşir. Geçmeyen ağız yarası nedenleri arasındaysa genellikle ciddi rahatsızlıklar bulunur. Bu durumda diş hekimi veya doktor, sorunun ülser ya da ağız kanseri gibi daha ciddi bir hastalık olup olmadığını kontrol eder. Ayrıca sıkça tekrarlayan ağız yaraları durumunda altta yatan tıbbi bir nedenin olup olmadığını kontrol etmek için de mutlaka doktora danışmak gerekir.