Bölüm Hakkında
Varis, toplardamarların genişleyerek şişmesi sonucu oluşan bir damar hastalığıdır. Genetik faktörler, hareketsiz yaşam, uzun süre ayakta kalma, obezite ve hamilelik varis nedenleri arasındadır. Bacaklarda ağrı, şişlik, yorgunluk, ciltte renk değişimi gibi belirtilerle kendini gösterir.
Varis tedavisi; skleroterapi, lazer tedavisi, radyofrekans ve cerrahi yöntemlerle mümkündür. Erken teşhis ve uygun tedavi ile varisin ilerlemesi önlenebilir. Düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme ve varis çorapları gibi destekleyici önlemler alınarak varis belirtileri hafifletilebilir.
Varis Nedir?
Varis, toplardamarların genişlemesi ve şekil bozukluğuna uğraması olarak tanımlanabilir. Genellikle bacaklarda görülen varis belirtileri yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebilir. Varis erken teşhis ve doğru tedavi yöntemleriyle kontrol altına alınabilir.
Toplumun önemli bir kesimini etkileyen varis 50 yaş üstü bireylerde daha sık görülse de genetik faktörler, hareketsiz yaşam ve uzun süre ayakta kalma gibi nedenlerle genç yaşlarda da ortaya çıkabilir. Kılcal varis ve daha büyük çaplı damar genişlemeleri şeklinde görülebilen bu rahatsızlık tedavi edilmediğinde ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.
Her ne kadar estetik açıdan rahatsız edici olsa da varis öncelikle bir sağlık sorunudur. Bacak ağrısı, şişlik, yorgunluk hissi, ciltte renk değişimleri ve kaşıntı gibi belirtilerle kendini gösteren varis erken dönemde fark edilip tedavi edilmediğinde açık cilt yaraları, enfeksiyon, ciltte renk değişikliği gibi sorunlar gelişmesine neden olabilir.
Varis Türleri Nelerdir?
Toplardamarların genişleyerek şişmesi, kıvrımlı bir görünüm alması durumuna varis adı verilir. Genellikle bacaklarda görülen varis belirtileri estetik görünümü bozmanın yanı sıra ciddi sağlık sorunlarına da yol açabilir. Varisin her birisinin kendine özgü özellikleri olan 4 farklı türü vardır.
Varis türleri şunlardır:
- Örümcek ağı,
- Retiküler varisler,
- Büyük toplardamar varisleri (Safen ven varisleri),
- Derin ven varisleri.
Örümcek Ağı Varisler
Örümcek ağı varisler, derinin hemen altında görünen, kırmızı, mavi veya mor renkte ince damar genişlemeleridir. Genellikle yüz ve bacaklarda ortaya çıkar. Kılcal damarların genişlemesiyle oluşan bu varisler, ağrıya neden olmaz ancak estetik kaygılara yol açabilir.
Retiküler Varisler
Retiküler varisler, örümcek ağı varislerden biraz daha büyük, mavi veya mor renkte ve cilt yüzeyine yakın damar genişlemeleridir. Genellikle diz arkası, uyluk ve ayak bileği çevresinde görülür. Hafif ağrı ve kaşıntıya neden olabilirler ancak genellikle ciddi sağlık sorunlarına yol açmazlar.
Büyük Toplardamar Varisleri (Safen Ven Varisleri)
Bu varis türü, safen toplardamarlarının genişlemesiyle ortaya çıkar ve bacaklarda belirgin şişlikler oluşturur. Çoğunlukla uzun süre ayakta duran kişilerde görülür ve bacaklarda ağırlık hissi, ağrı ve şişlik gibi belirtilere neden olabilir. Tedavi edilmediğinde cilt yaralarına ve ciddi dolaşım problemlerine yol açabilir.
Derin Ven Varisleri
Derin ven varisleri, cilt yüzeyinden görünmeyen ancak bacakların derinlerindeki toplardamarlarda oluşan genişlemelerdir. Dolaşımı ciddi şekilde etkileyebilir ve zamanla derin ven trombozu (DVT) gibi tehlikeli durumlara yol açabilir. Ağrı, şişlik ve bacakta ısı artışı gibi belirtilerle kendini gösterir. Bu tür varislerin erken teşhis ve tedavisi önemlidir.
Varisler Kimlerde Görülür?
Varis toplumun önemli bir kesimini etkileyen, yaygın bir damar hastalığıdır. Bazı çalışmalara göre yetişkinlerin yaklaşık %25’inde varis sorunu vardır. Toplardamarlardaki kapakçıkların yetersizliği sonucu ortaya çıkan bu rahatsızlık bazı risk grubundaki kişilerde daha sık görülebilir. Son yıllarda modern çağın getirdiği hareketsiz yaşam tarzı, ayakta geçirilen zamanın artması gibi sebeplerle genç yaşta varis görülme sıklığının hızla arttığı görülebilir. Hormonal değişimler ve gebelik gibi sebeplerle erkeklere kıyasla kadınlarda varis görülme riski daha yüksek olabilir.
Varis nedenleri arasında genetik faktörler de önemli bir rol oynar; aile öyküsünde varis bulunan kişilerde hastalığın görülme olasılığı daha yüksektir. Obezite, ileri yaş, gebelik ve menopoz dönemleri varis risk faktörleri arasında önemli yer tutar. Uzun süre ayakta kalmayı gerektiren öğretmenlik, garsonluk, kuaförlük ve sağlık hizmetleri gibi mesleklerde çalışan kişilerde de varise daha sık rastlanabilir. Ayrıca derin venöz yetmezlik gibi toplardamarlarda oluşan tıkanıklıklar ve kapak yetersizlikleri de varis belirtilerinin ortaya çıkmasına neden olabilir.
Varis Evreleri Nelerdir?
Toplardamarların genişlemesi ve şişmesi sonucu ortaya çıkan bir damar hastalığı olan varis her evrenin kendine özgü belirtileri olan farklı evrelerle kendisini gösterir. Başlangıçta hafif olabilen varis belirtileri ilerleyen evrelerde daha ciddi sorunlara yol açabilir. Hastalığın seyri ve tedavi planı varisin evresine bağlı olarak değişiklik gösterir.
Varis evreleri şunlardır:
- C0 -Görünen veya ele gelen bir hastalık yok,
- C1 -Örümcek veya retiküler kılcal damarlar,
- C2 -Büyük toplardamar varisleri,
- C3 -Ayaklarda ve bileklerde ödem,
- C4a -Ayaklarda renk değişiklikleri ve egzama,
- C4b -Cilt değişiklikleri, ciltte çökmeler,
- C5 -C4'e ilave olarak iyileşmiş yaralar,
- C6 -Cilt değişiklikleriyle birlikte aktif ülserler.
Özellikle genç yaşta varis görülen kişilerde, erken teşhis ve tedavi büyük önem taşır. Kılcal varis gibi erken evre belirtiler fark edildiğinde uygun tedavi yöntemleriyle hastalığın ilerlemesi önlenebilir. Her evrede farklı tedavi yaklaşımları uygulanabilir, yaşam kalitesini artırmak için gerekli önlemler alınabilir.
Varis Neden Olur?
Varis, yüzeysel damarların genişleyip bükülmesiyle ortaya çıkan bir durumdur. Genellikle bacaklarda görülür ve damar duvarlarının zayıflamasıyla kanın geri akışı engellenir, bu da damarların şişmesine neden olur. Birçok faktör varis oluşumuna katkıda bulunabilir.
Varis nedenleri şunlardır:
- Yaşlanma,
- Cinsiyet,
- Genetik yatkınlık,
- Obezite,
- Hamilelik,
- Uzun süre ayakta durma veya oturma.
Yaşlanma
Yaş ilerledikçe, damarların elastikiyeti azalır ve bu da kanın geri akışını engelleyen kapakçıkların zayıflamasına yol açar. Sonuç olarak, kan bacak damarlarında birikir ve varis oluşumuna neden olur. Bu süreç, yaşlanmanın doğal bir sonucu olarak kabul edilir.
Cinsiyet
Kadınlar, hormonal değişiklikler nedeniyle varis geliştirmeye daha yatkındır. Özellikle hamilelik, menopoz veya doğum kontrol hapı kullanımı sırasında artan hormon seviyeleri, damar duvarlarının gevşemesine ve varis riskinin artmasına neden olabilir.
Genetik Yatkınlık
Ailede varis öyküsü olan bireylerde, bu durumu geliştirme riski daha yüksektir. Genetik faktörler, damar duvarlarının yapısını ve kapakçıkların işlevselliğini etkileyerek varis oluşumuna katkıda bulunabilir.
Obezite
Aşırı kilo, bacaklardaki damarlara ek baskı uygular. Bu artan basınç, damarların genişlemesine ve kapakçıkların düzgün çalışmamasına yol açarak varis oluşumunu tetikleyebilir.
Hamilelik
Hamilelik sırasında, vücutta kan hacmi artar ve hormon seviyeleri değişir. Bu değişiklikler, damarların genişlemesine ve varis riskinin artmasına neden olabilir. Ayrıca, büyüyen rahim, pelvik bölgedeki damarlara baskı yaparak bacaklardaki kan akışını etkileyebilir.
Uzun Süre Ayakta Durma veya Oturma
Uzun süre hareketsiz kalmak, bacaklardaki kan dolaşımını olumsuz etkiler. Ayakta durma veya oturma sırasında kanın kalbe geri dönüşü zorlaşır, bu da damarların genişlemesine ve varis oluşumuna yol açabilir.
Varis Belirtileri Nelerdir?
Damarlarda şişme, ciltte renk değişikliği, ayak bileğinde şişlik gibi varis belirtileri başlangıçta kolay fark edilmeyebilir. Başlangıçta kılcal varis yani daha ince damarların ciltte belirginleşmesi şeklinde başlayan hastalık zamanla ilerleyebilir. Erken dönemde teşhis edildiğinde varisli damarlar daha kolay tedavi edilebilir.
Varis belirtileri şunlardır:
- Bacaklarda özellikle akşamları ve efor sonrasında ağrı, yorgunluk ve ağırlık hissi,
- Bacakta kılcal damarlar oluşması,
- Ayak bileğinde şişlik,
- Ayak bileklerinde morluklar oluşması,
- Staz dermatiti veya venöz egzama olarak da bilinen ciltte kızarıklık, kaşıntı ve kuruluk,
- Kendiliğinden veya çok küçük çarpmalarda bile cilt altında iyileşmesi uzun süren kanama yani morluklar,
- Cilt altı yağ tabakasının sertleşmesi sonucu ayak bileği üzerindeki ciltte çökme,
- Kimi zaman tabloya eşlik eden huzursuz bacak sendromu.
Yukarıda sayılan belirtilerin yanı sıra tedaviye erken başlanmadığı durumlarda ciltte renk değişikliği, venöz ülser adı verilen açık yaralar görülebilir.
Bacaklardaki Varis Nasıl Geçer?
Varis tedavisine öncelikle yaşam tarzı değişiklikleri ile başlamak önemlidir. Varis semptomlarının hafifletilmesi için evde uygulanabilecek bazı yöntemler vardır. Düzenli egzersiz yapmak ve sağlıklı beslenme alışkanlıkları edinmek ilk adımdır. Evde varis tedavisi için bacakları yüksekte tutmak, vücudu sıkan giysilerden kaçınmak ve kan dolaşımını düzenleyerek şikâyetleri azaltmaya yardımcı olabilen varis çorapları kullanmak etkili olabilir.
Ek olarak düzenli yürüyüş, yüzme gibi sporlar ve bacak egzersizleri varislerin ilerlemesini yavaşlatabilir, semptomları hafifletebilir. Kılcal varis gibi daha hafif semptomlarla başlayan rahatsızlık ilerleyen zamanlarda ciddi risklere neden olabileceğinden erken tanı ve tedavi önemlidir. Bu nedenle özellikle genç yaşta varis görülmesi durumunda hastalığın ilerlemesini önleyebilmek adına yaşam tarzı değişiklikleri ile birlikte düzenli doktor kontrolü önemlidir.
Varis En Hızlı Nasıl Geçer?
Varis belirtileri ortaya çıktığında kişiler genellikle en hızlı tedavi yöntemini merak eder. Damarların genişlemesi ve şişmesi sonucu oluşan bu rahatsızlık günümüzde modern tıp yöntemleriyle etkili bir şekilde tedavi edilebilir.
Varis tedavisinde uzmanların genellikle damar içi uygulamalar ve özel solüsyon enjeksiyonlar gibi minimal invaziv yöntemlerden faydalandığı görülür. Bu tedaviler sayesinde varisli damarlar etkili bir şekilde kapatılır, hasta kısa sürede günlük yaşamına dönebilir.
Modern tedavi yöntemleriyle birlikte evde varis tedavisi için destekleyici uygulamalar da önemlidir. Düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri tedavi sürecini hızlandıran faktörler arasındadır.
Varise Kesin Çözüm Nedir?
Sağlıklı bir dolaşım sistemi için varis tedavisi önemlidir. Varisten tamamen kurtulmanın mümkün olmadığına yönelik yaygın bir kanı olsa da erken tanı ve uygun tedavi yöntemleri ile günümüzde varisin tedavisi mümkündür. Damarların yakılarak çıkarılması, endovenöz termal ablasyon ve skleroterapi gibi cerrahi prosedürler varis tedavisinde önemli yer tutar. Varisli damarların tamamen çıkarılmasını veya kapatılmasını sağlayan cerrahi müdahaleler varisin tekrarlama riskini de en aza indirir.
Varis belirtileri erken dönemde fark edildiğinde tedavi süreci daha başarılı olabilir. Evde varis tedavisi için düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme ve uygun çorap kullanımı gibi destekleyici yöntemler uygulanabilir. Varisin kesin çözümü içinse mutlaka uzman görüşü alınmalı ve uygun tedavi yöntemi belirlenmelidir.
Varis Tanı Yöntemleri
Varis belirtileri görüldüğünde uzmanlar tarafından yapılan detaylı muayene ve tetkikler sayesinde hastalığın evresi, evresine uygun tedavi yöntemi belirlenir. Fiziksel muayene sırasında bacaklardaki damarların durumu, şişkinlikler ve cilt değişiklikleri detaylı olarak incelenir. Ultrason teknolojisinin gelişmiş bir formu olan doppler incelemesi ile damarlardaki kan akışı, damar çapları ve kapakçıkların durumu hakkında önemli bilgiler elde edilir. Bu ağrısız ve yan etkisiz inceleme yöntemi hem yüzeysel hem de derin damarlardaki sorunların tespit edilmesinde önemli rol oynar.
Doppler ultrason incelemesi ile damarların iç yapısı, kan akışının yönü ve hızı, damar duvarlarının durumu ve olası pıhtılaşmalar tespit edilebilir. Bu sayede kılcal varis gibi daha hafif evrelerden ileri düzey varis vakalarına kadar farklı durumlar için en uygun tedavi planı oluşturulabilir.
Varis Tedavi Yöntemleri
Varisin evresini belirledikten sonra uzmanlar hastaya uygun bir tedavi planı oluşturabilir. Varis tedavisi yöntemleri varisin tipine ve şiddetine göre değişiklik gösterir.
Enjeksiyon tedavisi (skleroterapi)
Skleroterapi varisli damarları ve örümcek ağını andıran damarların tedavisinde başvurulan minimal invaziv bir tedavi prosedürüdür. İşlem sırasında ince bir iğneyle damara kimyasal bir madde enjekte edilerek damarın iç yüzeyinin tahriş olması ve zamanla kapanması sağlanır. Yaklaşık 30-45 dakika süren bu işlem sonrasında hastalar genellikle aynı gün normal aktivitelerine dönebilir. İşlem sonrası birkaç gün boyunca ağır egzersizlerden ve sıcak banyolardan kaçınılması önerilir.
Skleroterapi yan etkileri arasında enjeksiyon bölgesinde hafif yanma, kramp, geçici renk değişiklikleri, küçük morluklar ve şişlikler yer alabilir. Nadir durumlarda ise alerjik reaksiyonlar veya kan pıhtıları oluşabilir. Skleroterapi bacaklarda ve vücudun diğer bölgelerinde bulunan varisli damarların yanı sıra küçük çaplı örümcek damarların veya kronik venöz yetmezlik gibi bazı damar hastalıklarının tedavisinde de kullanılabilir.
Endovenöz termal ablasyon (lazer tedavisi)
Lazer tedavisi olarak da bilinen endovenöz termal ablasyon varisli damarı kapatmak için yüksek ısı üreten lazer veya radyofrekans enerjisi kullanılarak yapılan minimal invaziv bir işlemdir. Tedavi sırasında doktor önce bölgeyi lokal anestezi ile uyuşturur. Daha sonra genellikle dizin altından yapılan küçük bir kesiden ultrason rehberliğinde girilerek ince bir kateter damarın içine yerleştirilir.
Kateterin ucundan gönderilen radyofrekans enerjisi damarın iç duvarını ısıtarak damarın kapanmasını sağlar. İşlem tamamlandıktan sonra kateter çıkarılır, bölgeye kompresyon bandajı uygulanır. Hasta aynı gün normal aktivitelerine dönebilir ancak bir süre ağır egzersizlerden kaçınılması önerilir.
Flebektomi
Flebektomi yüzeysel varisleri tedavi etmek için yapılan minimal invaziv bir işlemdir. Lokal anestezi yardımıyla uygulanan flebektomi sırasında doktor cilt üzerinde küçük kesiler açarak kancaya benzer özel bir alet yardımıyla varisli damarları çıkarır. İşlem genellikle 30-60 dakika sürer. İşlem sonrasında hastalar aynı gün taburcu edilebilir.
Flebektomi daha çok küçük ve orta boy varislerin tedavisinde kullanılsa da daha büyük varislerde de lazer tedavisi gibi ek tedavilerle birlikte kullanılabilir. Flebektomi yan etkileri arasında hafif morarma, şişlik ve nadiren enfeksiyon görülebilir. Uzmanlar hastaya işlem sonrası birkaç hafta boyunca varis çorabı giymesini, ağır fiziksel aktivitelerden kaçınmasını önerebilir.
Varis ameliyatı (bağlama ve sıyırma)
Varis cerrahisi (ven ligasyonu ve sıyırma) büyük ve ileri derecede rahatsızlık veren varisleri tedavi etmek için yapılan cerrahi bir işlemdir. Genellikle genel veya bölgesel anestezi altında gerçekleştirilen işlem sırasında uzman doktor kasık, ayak bileği veya diz bölgesinde küçük kesiler açar. Önce varisli damar bağlanarak kapatılır (ligasyon) ardından damar içine özel bir tel (stripper teli) yerleştirilir. Tel damar boyunca ilerletilir, alt kısımdaki kesiden dışarı çıkarılarak damar tamamen çekilip çıkarılır (sıyırma).
Genellikle büyük varislerde uygulanan bağlama (ligasyon) ve sıyırma operasyonu yaklaşık 1-3 saat sürer. Varis cerrahisi yan etkileri arasında şişlik, morarma, hafif ağrı ve nadiren enfeksiyon görülebilir. İyileşme sürecinde hastanın kompresyon çorabı giymesi, bacağını yüksekte tutması ve doktorun önerilerine uyması önemlidir.
Varis Tedavi Edilmezse Ne Olur?
Tedavi edilmeyen varisler zaman içerisinde ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Bacaklardaki varisler başlangıçta kozmetik bir sorun gibi görünse de ilerleyen dönemlerde hayat kalitesini önemli ölçüde etkileyebilir. Hastalar yürüme ve ayakta durma gibi basit günlük aktivitelerde bile zorluk yaşamaya başlayabilir.
İlerlemiş varisler bacaklarda dolaşım bozukluğuna buna bağlı şiddetli ağrı, bacaklarda şişlik ve dolgunluk hissi, iş gücünde azalma ve yaşam kalitesinde düşüş gibi ciddi risklere yol açabilir. Daha ileri aşamalarda ise küçük travmalarla bile ciddi kanamalar meydana gelebilir. Damar içinde pıhtı oluşumu (tromboflebit) görülebilir hatta akciğer embolisi gibi hayati risk taşıyan durumlara neden olabilir.
Tedavi edilmeyen varisler zamanla deri ülserlerine yol açabilir. Ciltte oluşan ülserler enfeksiyon riskini artırabilir nadiren de olsa cilt kanserine dönüşebilir. Varis belirtileri erken dönemde fark edilip uygun tedavi yaklaşımı belirlenmezse sayılan sorunların görülme riski artabilir.
Varisten Korunmak Mümkün mü?
Özellikle bacaklardaki toplardamarların genişleyerek şişmesi, görünür hale gelmesiyle kendisini gösteren varis için alınabilecek bazı önlemler vardır. Bacaklardaki varisler için koruyucu önlemler almak ileride oluşabilecek ciddi sağlık sorunlarının önüne geçebilir.
Varisten korunmaya yardımcı olabilecek bazı yöntemler şunlardır:
- Uzun süre ayakta kalmaktan kaçınma,
- Hamilelikte düzenli koruyucu varis çorabı giymek,
- Düzenli yürüyüş yapmak,
- Akşamları yarım saat bacakları yukarı kaldırmak,
- Sıcaktan kaçınmak,
- Bacakları soğuk suyla yıkamak,
- Hormon ilaçlarını doktor kontrolünde kullanmak,
- İdeal kiloyu korumak.
Günümüzde varisten korunmaya yardımcı herhangi bir ilaç yoktur. Sayılan önlemler varis riskini en aza indirmeye yardımcı olabilir.
Varis Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
Genç Yaşta Varis Neden Olur?
Genç yaşta varis oluşumu genellikle genetik yatkınlık, hareketsiz yaşam tarzı ve uzun süre ayakta kalmayı gerektiren işler nedeniyle meydana gelir. Ayrıca hormonal değişiklikler, gebelik, obezite ve sık sık yüksek topuklu ayakkabı giyimi de genç yaşta varis riskini artırabilir.
Bacaklardaki Varisler Nasıl Geçer?
Bacaklardaki varislerin hafifletilmesi için yaşam tarzı değişiklikleri büyük önem taşır. Başta yürüyüş ve yüzme gibi egzersizler olmak üzere düzenli egzersiz yapılması kan dolaşımını destekleyerek şikâyetleri azaltabilir. Varis çorapları damarları sıkıştırarak rahatsızlık hissini hafifletebilir.
Varis Neden Olur?
Varis toplardamarların genişlemesi ve kapakçıkların işlevini kaybetmesi sonucu oluşur. Genetik faktörler, hareketsiz yaşam tarzı, uzun süre ayakta kalma, obezite, yaşlanma ve hamilelik gibi hormonal değişikliklere neden olan durumlar varis riskini artırabilir.
Varis Geçer mi?
Varis uygun tedavi yöntemleri ile kontrol altına alınabilir veya tamamen tedavi edilebilir. Hafif semptomlar yaşam tarzı değişiklikleri, egzersiz ve varis çorapları ile hafifletilebilir. Ancak daha ileri evrelerde skleroterapi, lazer tedavisi, radyofrekans uygulamaları ve cerrahi yöntemler gibi tedavi seçeneklerine başvurulması gerekebilir.
Skleroterapi Nedir, Nasıl Yapılır?
Skleroterapi varisli damarların tedavisinde kullanılan minimal invaziv bir yöntemdir. İşlem sırasında ince bir iğne yardımıyla damar içine kimyasal bir madde enjekte edilir. Enjeksiyon damarın iç yüzeyini tahriş ederek kapanmasını, zamanla yok olmasını sağlar.
Skleroterapi Yan Etkileri Nelerdir?
Skleroterapi genellikle güvenli bir prosedür olsa da bazı yan etkiler görülebilir. İşlem sonrası enjeksiyon bölgesinde hafif yanma, kaşıntı, morluklar ve geçici renk değişiklikleri meydana gelebilir. Nadiren alerjik reaksiyonlar veya kan pıhtıları oluşabilir.
Doktorlar
-
Profesör Doktor AHMET ÜMİT GÜLLÜ Varis Tedavisi
Hızlı Randevu Al
-
Profesör Doktor EMRE ÖZKER Varis Tedavisi
Hızlı Randevu Al
-
Profesör Doktor ŞAHİN ŞENAY Varis Tedavisi
Hızlı Randevu Al
-
Doçent Doktor AHMET ARNAZ Varis Tedavisi
Hızlı Randevu Al
-
Doçent Doktor BAHAR TEMUR Varis Tedavisi
Hızlı Randevu Al
-
Doçent Doktor MURAT BAŞTOPCU Varis Tedavisi
Hızlı Randevu Al
-
Doçent Doktor SELİM AYDIN Varis Tedavisi
Hızlı Randevu Al
-
Doktor Öğretim Üyesi GÖKHAN ARSLANHAN Varis Tedavisi
Hızlı Randevu Al
-
Doktor ABDULLAH DOĞAN Varis Tedavisi
Hızlı Randevu Al
-
Doktor ANIL KARAAĞAÇ Varis Tedavisi
Hızlı Randevu Al
-
Doktor ARZU ERCAN Varis Tedavisi
Hızlı Randevu Al
-
Doktor AYÇA ÖZGEN Varis Tedavisi
Hızlı Randevu Al
-
Doktor SELİM TANSAL Varis Tedavisi
Hızlı Randevu Al
Birimin Tüm İlgi Alanları
Tıbbi Birimler
Hastaneler
-
Altunizade Hastanesi
-
Atakent Hastanesi
-
Bağdat Caddesi Tıp Merkezi
-
Bakırköy Hastanesi
-
Bodrum Hastanesi
-
Bursa Hastanesi
-
Dr. Şinasi Can (Kadıköy) Hastanesi
-
Maslak Hastanesi